Atatürk’ün Kurdurduğu Komünist Parti

1920’de bir Komünist Partisi kurduran Mustafa Kemal Paşa’nın böyle bir partiye neden gerek duyduğu konusunda bugüne kadar çok şeyler yazıldı. Gerçek sebebi Mustafa Kemal’in el yazısı ile olan ve şimdi Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde muhafaza edilen bu belge ortaya koyuyor ve Paşa’nın “komünizmin, ordunun en büyük kumandanlarının ve devletin kontrolü altında olmasını istediğini” gösteriyor.

1920’de, Türkiye’de iki ayrı “Komünist Fırkası” vardı: Mustafa Suphi ve Edhem Nejat tarafından kurulanı ile Mustafa Kemal’in desteklediği diğer parti…

SOVYET ETKİSİ

Her ikisi de 1921 Ocak’ında Trabzon’da öldürülen Mustafa Suphi ile Edhem Nejad’ın kurduğu Komünist Partisi’nin hikâyesi ayrı bir maceradır ama Mustafa Kemal’in de aynı isimde bir parti kurdurmuş olmasının sebebi hakkında ortaya şimdiye kadar çeşitli iddialar atılmış, Paşa’nın o günlerde iyi ilişkiler içerisinde bulunduğumuz Sovyetler’i gücendirmemek ve Sovyet idarecilerin bir müddet gözlerini boyamak için böyle bir karar verdiği yazılmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi el yazısıyla kaleme aldığı mektup;

“Kâzım Karabekir Paşa’ya, Ali Fuad Paşa’ya, Refet Beyefendi’ye;
Komünistliğin memleketimizde değil, henüz Rusya’da bile uygulama kabiliyeti hakkında açık kanaatlerin ortaya çıkmadığı anlaşılmaktadır. Bununla beraber içeriden ve dışarıdan çeşitli maksatlarla bu cereyanın memleketimize girmekte olduğu ve buna karşı makul tedbir alınmadığı takdirde de milletin pek ziyade muhtaç olduğu birlik ve sükûnetini bozacak durumların belirmesi de imkân dairesinde görülmüştür. En makul ve tabiî tedbirler olarak aklıbaşında arkadaşlardan hükümetin bilgisi dahilinde bir Türkiye Komünist Partisi teşkil ettirmek olacağı düşünüldü. Bu takdirde memlekette bu fikre dayalı bütün cereyanları bir sonuca getirme mümkün olabilir.

Girişimci heyeti otuz kişiden meydana gelen genel merkezi arasında seçkin arkadaşlarımızdan Fevzi, Kâzım Karabekir, Ali Fuat Paşalar ile İsmet Beyler’in de gizli olarak dâhil bulunmasını uygun gördüm. Bu sayede bugün memleketi tutan millî savaşımızın kahramanı bulunan arkadaşlarımız bu teşkilatta öncü bulunacaklar ve onların bilgi ve düşünceleri meydana gelenler ve girişimler üzerinde etkili olacaktır.
Genel Sekreter ilan edilen sâbık Dahiliye Vekili Hakkı Behiç Bey tarafından yazılan ilk mektubu, şifre ve yazışma olarak arkadaşlara takdim ettim. Orada bir kısım bilgi var idi. Bugünkü maddî uygulamamızda uygulama kabiliyeti bulunan ve maksatlarımızı elde etmekte güç sağlayacak hususlara önem vermek tabiîdir.
Sosyalizm ve komünizm prensiplerinden hangilerinin ve ne dereceye kadar bizce uygulanabilir, hazmedilebilir oldukları ve kabul görüleceği, Türkiye Komünist Partisi’nin propagandasına karşı milletin düşüncesinin ortaya çıkması ile ve zamanla anlaşılacaktır.

Ordunun her vakitten ziyade büyük bir düzen içerisinde kumandanlarının eli altında bulunmasına son derece dikkat ve önem verilmelidir. Komünizm cereyanı en nihayet ordunun en büyük kumandanlarında kalmalıdır.
Arz-ı hürmet eylerim.
M. K.
31 Ekim 1920”