Günlük Hayatta Farkında Olmadan Yaptığımız Şamanist Davranışlar

Kökeni Orta Asyaya dayanan Türk ırkının yüzyıllar geçse de başından geçen her türlü dini, fiziki, coğrafi değişikliğe rağmen farkında bile olmadan gündelik hayatında hala gerçekleştirdiği şamanizme dayanan adetleri vardır.  Belki de her gün yaptığınız davranışlar aslında Şamanizme dayanmakta

Nazar inanışı ve nazar boncuğu

Anadolu’dan Nazar inanışı halk arasında çok yaygındır bazı kimselerin bakışlarıyla gözleriyle kötü enerjiyi yaydığına ve karşısındakini etkilediğine inanılır. Nazar değmesini, kem gözlerden gelen etkili önlemek için nazar boncuğu takılır ve bu nesne gereksiz bir anlam yüklenir. İslamla alakası yoktur. Hatta bazı Araplar nazar boncuğu günah saymaktadır.

Gidenin arkasından su dökmek

Bir diğer adetimiz de yolculuğa uğurladığımız insanların arkasından su dökmektir. Bu hareket su gibi git su gibi gel anlamına gelir ve bu adet şamanlar arasında değerli bir içkinin bir kısmının Tanrılar için yere dökülmesi ile başlamış ardından ölen kişi için yere bir miktar su dökülmesine dönüşmüştür. Onun ruhunun geri gelmesi için zamanla birkaç değişikliğe uğrayarak bugün sahip olduğumuz yolculuğa çıkanın ardından su dökülmesi adeti haline gelmiştir.

Su içerken başı tutmak

Şamanizmden bize kalan su ile ilgili diğer bir gelenek de su içerken başı tutmaktır. Su içerken insanın aklının başından çıkacağına inanan şamanlar başlarını tutardı. Bu gelenek tıpkı diğerleri gibi günümüzde yaşatılmaya devam edilmektedir.

Kurşun dökme

Kurşun dökme kötü ruhlardan birinin çaldığı şansı geri döndürmek için yapılan sihir kökenli bir ayindir. Şamanizmde kurşun dökme kut dökme denilirdi.

Tahtaya vurma

İstemeyen bir şey duyulduğunda kulağı çekip tahtaya vurma adeti şamanizmden gelmektedir. Ormanda ağaçlık alanlarda kötü ruhların yaşadığı sanıldığından tahtalara da sindiği var sayılırdı. İşte bunları kaçırmak için tahtaya vurma alışkanlığı gelişti.

40 sayısı

Şamanizme göre ruh fiziki bedeni 40 gün sonra terk eder bu yüzden bir kişinin ölümünün ardından 40. günde toplanalım ruhu rahat etsin ve eve başka ruhlarda doluşmasın diye ayinler yapılır. Türk destanlarında da 40 sayısına çok fazla rastlanır ve ölünün kırkı çıkması olgusu ya da yeni doğan bebeği doğumuna 40. gününde yıkayarak kırklamak olgusu buradan gelmektedir.

Mevlit

Şüphesiz ki en belirgin olanlarından bir tanesi de bazı dini ritüellerin bir müziksel akışa veya melodi sahip olmasıdır. İslam dininde Arapların yaşantısında da olmamak üzere Kur’anın müzikte okunması adeti yoktur Türkler Müslüman olduktan sonra da dini ayinlerinde davul ve çalgı kullanan şamanların bu adetini devam ettirmiştir. Mevlit okumak olarak bildiğimiz şey 1409-1410 yıllarında Süleyman Çelebi’nin Allah ve Peygamber’e olan sevgisini anlattığı Mevlit isimli şiirinin melodiye dökülmüş halidir.

Köpek ulumasının uğursuz sayılması

Şamanlar köpek ulumasının ölümü haber verdiğine ve ulumayı duyan kişinin hayatının tehlikede olduğunu düşünürdü. Bu inanış hala köpek ulumasının uğursuz sayılması şeklinde devam etmektedir.

Gece tırnak kesmek

Şamanizme göre insanın canı yani ruhu kemikte ve kanda bulunurdu. bu yüzden geceleri tırnak kesildiğinde o tırnağın kötü niyetli iblislerin eline geçmesinden ve bu şekilde insanın canına zarar kendisinden korkarlardı.

Ağaca çaput bağlayarak dilek dileme

Dilek tutmak şamanizm kökenli bir davranıştır. Şamanlar ağaçları yaşamın sembolü olarak gördüklerinden ağaçlara küçük kumaş parçalarını bağladıklarında o an tuttukları dileğin gerçekleşeceğine inanırlardı. Bu inanış Türklerin İslamiyete geçişinden sonra tamamen terkedilmemiş ve dilek tutmak için ağaçlara kayalara ve türbelere çaput bağlama adeti şeklinde sürdürülmüştür.

Sağ ayak

Kapıdan çıkarken veya girerken önce sağ ayağın atılması yine şamanizmden kalmış olan bir ritüeldir. Sol ayakla geçmenin kişiye uğursuzluk getireceği sanılır.

Eşiğe basmamak

Orta Asya Türkleri ölülerini çadırlarının girişine gömdükleri için orda bu ruhani varlıkları yaşadığını zannederdi. bazı kavimler ise kapı eşiklerinde sadece kötü ruhların yaşadığını ve eşiğe basan kişiye zarar verdiğini düşünürdü. Hatta kapı eşiğine basan hamile kadınlar çocuklarını düşük yapıp kaybetmekten korkardı. Bu inanış birkaç değişime uğrarsa da günümüzde özellikle İç Anadolu’da kapı eşiğinde oturan çocuklar pek hoş karşılanmaz ve uyarılır kısmetinin kapanacağı düşünülür.

Allah yukarıdadır

Allah yukarıdan bakıyor denilmesi Gök Tanrı inancının bir kalıntısıdır. Dua ederken ellerin gökyüzüne açılması ve yukarıya bakmakta öyledir. İslam dininde Allah her yerdedir.

Akdeniz ve Karadeniz

Şamanist dönemde Türkler için her yönün bir renk simgesi vardı. Kuzey’in simgesi Kara batının simgesi ak renkti. Bu yüzden kuzeyindeki denizin adı Karadeniz, Batımızdaki denizin adı Akdeniz’dir. Akdeniz’in Yunanistan ve Anadolu arasındaki uzantısına Ege demek çok yakın bir dönemde ortaya çıkmıştır. Atatürk’ün ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir dediği deniz Ege denizidir.

İsmini söylemekten korkmak

Eski Türkler Tıpkı diğer Barbar kavimler gibi varlığından koltukları şeylerin adını söylemeye de korkarlardı. Bu korkunun temelinde adını söylemenin çağırmak olduğu çağrılanın geleceği inancı vardır. Örneğin Börü’den bahsederken onu zararsız bir hayvan olarak gördükleri elma kurdunun ismi olan Kurt kelimesi ile anarlardı. Çoğu batıl sebeplere dayanır. Aynı adet bugün şeytan, ölüm kavramlarını anmayan veya cin kelimesini andıklarında cinlerin geleceğini düşünüp bu yüzden onları üç harfliler şehrinde anan torunları yani bizler tarafından devam ettiriliyor.

Mezar taşı

Mezarlara taş dikilmesi, mermerden yapılarla donatmak ve bu taşın bir sanat eseri haline gelecek kadar süslenmesi İslamiyet kökenli değildir. Hatta İslam dinine göre en doğrusu cesedin en kısa sürede doğada kaybolmasını sağlamaktır. Şamanlarda ulu kabul edilen kimselerin ölümlerinden sonra ruhlarından medet ummak ve mezarlarını kutsanışı sık sık yapılıyordu. Orta Asya Türklerinde özellikle rütbeli kişilere Kurgan denilen devasa mezarlar yapılırdı. Mezar kültürü İslamiyet’e Türklerin kazandırdığı bir kültürdür türbe ziyareti de yine mezara önem verilmesi geleneğinin bir uzantısıdır.

Yeni gelinlere Kırmızı Kurdele bağlamak ya da hayırlı bir açılış öncesi kurdele kesilmesi. Geceleri ıslık çalmak şeytanları toplarmış. Merdiven altından geçmek. Türbelere gitmek. Öğrencilere sınav öncesi okunmuş şeker ve yağ pirinç yedirmek, kına yakmak ya da diğer onlarca adetimiz Şamanizm kökenlidir. Şamanizm bir din değil inanç ve yaşam tarzıdır.

1 thought on “Günlük Hayatta Farkında Olmadan Yaptığımız Şamanist Davranışlar

  1. Cok cahilce hazırlanmış bir yazı daha görmedim. İslam inancı ile samanizim arasındaki inanışlari karman çorba yapıp sunmuşunuz şunu belirteyim ki Allah her yerde denilmez Allah mekandan muzennehtir. Ve ayrıca dua edilirken ellerin göke doğru açılması Haşa Allah gökte diye değil kabul makamı orda oldigu içindir. Nazar haktır ama nazar boncuğu şirktir sag ayakla girmek sünnettir siz direkt islam dinimizde olanları batıl gibi göstermeye çalışmisiniz sizi KINIYORUM CAHILCE YAZI YAZAN KISILERI SITENIZDE BARINDIRMAYIN

Comments are closed.