İsmet İnönü Zamanında Ekmek Neden Karneyle Dağıtıldı ?

Tarihi olaylar her zaman yaşandığı dönemlere göre değerlendirilmelidir. Aksi takdirde her zaman yanılgıya düşer ve geleceğimizi tayin etmekte güçlük geçeriz. Günümüzde bunun örneğini görüyoruz. Geçmişte yaşanan olayları gösterip ” Eskiden karneyle ekmek dağıtılıyordu bakın şimdi böyle değil” diyerek, sorgulamayan insanları rahatça manipüle edebiliyorlar. İkinci Dünya Savaşı zamanı ile günümüzü kıyaslamaya kalkanlara şahit oluyoruz. Daha üzücü olan ise bunlara inanıp bugün ekmeğin karneyle dağıtılmadığına sevinen insanları görüyoruz. Peki ekmek karneyle dağıtıldı mı? Dağıtıldıysa neden dağıtıldı bir bakalım.

Tarih biliminin temel disiplinlerinden zerre kadar nasibini almamış, tek amacı Cumhuriyeti, Atatürk’ü ve İnönü’yü kötülemek olan cahillerin sıkışınca gündemi değiştirmek için en çok başvurdukları yalan tek parti döneminde halkın ekmeğe muhtaç olduğu yalanı. Bu yalanların kimlerden çıktığını çok iyi biliyoruz. İşte gerçekler.

Birinci Dünya Savaşı’nın getirisi olan dünya çapındaki ekonomik darbelerin ve 1929 yılında bütün dünyayı kasıp kavuran büyük buhranın üstüne gelen İkinci Dünya Savaşı İnönü döneminde gerçekleşmiştir.
Türkiye, İnönü’nün büyük başarısı sonunda II. Dünya Savaşı’na girmemiş, ancak her an savaşa girecekmiş gibi de hazırlıklar yapmıştır. Ordu alarma geçirilmiş, ordunun ihtiyaçlarına öncelik verilmiş, silah, cephane ve yiyecek stokları yapılmıştır. Savaşın ne demek olduğunu çok iyi bilen İnönü, muhtemel bir alman saldırısına karşı gereken hazırlıkları yapmıştır. Yani bugün kötüledikleri ve kıyasladıkları dönem Savaş alarmının verildiği, tüm dünyanın panik yaşadığı zorlu bir dönemdi.

Bu savaş tedbirleri ve hazırlıkları sırasında halk da ister istemez bazı sıkıntılar çekmiştir. Ekmek, gaz vb karneyle dağıtılmaya başlanmıştır. İnönü, evet, belki insanları emeksiz bırakmış, ama bizzat ifade ettiği gibi, babasız bırakmamıştır. Siyasiler bu söylemleri ve karalamaları oy toplamak için yapıyor olabilir fakat buna inanıp savunan insan sayısı da oldukça fazla. Peki bu karalamaları yapanlar Menderes döneminde karneyle dağıtılanlardan söz ediyorlar mı? İşte Menderes döneminde karneyle dağıtılanlar.

Menderes döneminde, özelikle 1954-1960 arasında piyasalarda büyük sıkıntılar yaşanmıştır.

Menderes döneminde;
* 5 Ekim 1954’te piyasada nal çivisi bulunmamaktadır.
* 8 Kasım 1954’te ABD buğday ithali için Türkiye’ye 2.300.000 dolar kredi açmıştır.
* 14 Mart 1955’te kişi başına 250 gram şeker dağıtımına başlanmıştır.
* 18 Mayıs 1955’te Kira Kanunuyla mesken kiralarına % 200, işyerlerine %400 zam yapılmıştır.
* 14 Haziran 1955’te şeker ve kahve sıkıntısı had safhaya varmıştır.
* 8 Temmuz 1955’te stokçuluğa karşı hükümet önlemler almıştır.
* 18 Nisan 1956’da ete 5 lira narh konulmuştur. Vali Fahrettin Kerim Gökay, Her gün et yemeyin, yumurtada çok yararlıdır, demiştir.
* Eylül 1956’da Ankara’da kahve karneye bağlanmıştır.
* Ocak 1957’de İstanbul’da et ve ekmek sıkıntısı baş göstermiştir.
* Ocak 1957’de akaryakıt dağıtımı karneye bağlanmıştır.
* Kasım 1957’de Brezilya’dan 300 ton kahve getirilmiştir. Kişi başına 12 gram kahve dağıtılmıştır.
* Haziran 1958’de Tabipler Odası ilaç sıkıntısından yakınmıştır.
* Temmuz 1958’de Ankara’da benzin karneye bağlanmıştır.
* Temmuz 1958’de İstanbul’da şeker ve gazyağı sıkıntısı başlamıştır.
* Ağustos 1958’de lüks eşya ithali yasaklanmıştır. Tüketim malları zamlanmıştır.

Geçmişte yaşanılan aksaklıklardan ders alıp neden böyle yapıldığını sorgulamak yerine, gerçekleri saptırarak karalamak her zaman topluma zarar vermiştir. Tarih her zaman dönemin şartlarına göre değerlendirilmeli, neden-sonuç ilişkisi üzerinden çıkarımlar yapılmalıdır.