Osmanlı’nın Yaptığı Kelle Kulesi

1737 yılında Avusturya Osmanlı üzerine sefer yapmış Sırbistan’da bulunan Niş şehrini kuşatmıştı. Bu kuşatmada Osmanlı Geri çekilmiş Niş Avusturya’ya kalmıştı. Ancak Osmanlı şehri bırakmaya hiç niyetli değildi, Osmanlı ordusu aynı yıl içinde geri geldi ve Niş’i direnişsiz geri aldı. Ama bu seferde Sırp isyanları başladı ve zor bir sürecin içine girilmiş oldu.

Osmanlı sırpları bu büyük bağımsızlık mücadelisine başladığında 1800’lü yılların başlarıydı. Sırp devletini yeniden kurmak istiyorlardı ve bu yüzden harekete geçtiler. Sırplar güneye doğru ilerlemeye başladılar çünkü bağımsızlıklarını kazanabilmek için önce Osmanlı egemenliğindeki Niş şehrini zapt etmek gerekiyordu. Sırp ayaklanma ordusunun sayısı 16000 kişiyi bulmuştu, ayrıca Niş’e iyice yaklaşmışlardı ve 6 siper inşaa etmişlerdi. Bu siperlerin en büyüğü Çegar Tepesinde bulunan ve Dük Stevan Sindelic’in sorumluluğuna verilendi. Sırplar şehri kuşatma altında tutacaklar ve bekleyeceklerdi. Onlar beklerken Osmanlı ordusu boş durmuyordu. Edirne, Selanik, Vranje, Leskovac şehirlerinden 20000 kişilik takviye aldı ve Sırpların inşaa ettikleri bu siperlere saldırmaya başladı. Sırpların en güçlü siperleri olan Çegar tepesine saldırdıklarında ise savaş bütün bir gün sürdü. Osmanlı birlikleri Çegar tepesine 5 kez saldırdı ve Sırplar bu saldırıların hepsini geri püskürttü. Osmanlı bu saldırılarda çok kayıp vermişti öyle ki cansız bedenler koca mevziyi doldurmuştu.

Osmanlı 6. saldırısında bu bedenleri siper aldı, bu kez hem tüfekleriyle hem de kılıçlarıyla saldırdılar. Bu saldırı gerçekten çok şiddetliydi ve karşısında Sırp ordusu çökmeye başladı. Hendeklere giren Osmanlı askerleri sırp asilerle boğaz boğaza mücadele ediyordu. Tüm bunlar olurken Sırp Komutan Stevan Sindelic cephenin çöktüğünü görünce silahını çekip cephanliğe ateşledi. Cephaneliğin ateşlenmesiyle Çegar Tepesi inanılmaz bir sarsıntıyla sallandı. Bu patlamada sırplar 3000 Osmanlı ise 6000 kayıp verdi.

Savaşın ardından Osmanlı ordusunun kumandanı Hurşit Paşa ölen Sırp askerlerinin kellelerinin toplanmasını emretti ve tam 952 tane kelle toplandı. Toplanan bu kellelerin kafa derileri yüzüldü, içleri dolduruldu. Bir kısmı Sırp yenilgisini belgelemek için Padişah 2. Mahmut’a gönderildi geriye kalanlardan da bir kule inşa edildi.

4 yanında 14 sıra kafatası dizili olan 3 metre yüksekliğindeki bu kulenin amacı Osmanlı iktidarına karşı gelenlerin sonunun ne olacağını göstermek ve Sırplara göz dağı vermekti. Bu kule Sırpların Osmanlı egemenliğinden çıkışına kadar açıkhavada bırakıldı, kule kötü hava koşulları ve bakımsızlıktan zarar gördü ve kulede kafatası bulunanların akrabaları onları defnetmek için aldı. Böyle böyle kulede 58 kafatası kaldı.

1800’lü yılların sonunda kulenin her tarafını kaplayan bir şapel yapıldı. Yolunuz Nişe düşerse ziyeret edebilirsiniz .