8 milyar insan, hepimiz tuvaletimizi yapıyoruz ve atıkların nereye gittiğini bazen düşünüyor ama yanıt bulamıyor muyuz? Öyleyse bulalım!

öncelikle bölgenin arıtma tesisine borular vasıtasıyla gelir. burada ızgaralardan geçerek içeriğindeki bazı katı maddeler ayıklanır. bunların bazıları otomatik bazıları da manuel olarak yapılır. ne tür malzemelerin çıktığını tahmin edemezsiniz. daha sonra kum ve yağ tutucudan geçerek ön çökeltime ulaşır. burada bir süre bekletilir ve havalandırma havuzuna ulaşır. havalandırma havuzunda biyolojik arıtma yapılarak son çökeltime gönderilir. son çökeltimde bir süre bekletildikten sonra klorlama havuzlarına gönderilir. bazı tesisler klorlama yapmıyor(muş). bu yüzden direkt olarak deşarj edilir.

tabii bunlar olurken ölçümler de anlık olarak yapılır. deşarj edilen ortama göre standartlar değişir; deniz için, akarsu için, göl için (genellikle tercih edilmez, durgun su olduğundan) farklı deşarj standartları mevcuttur. bu standartlar sağlanmıyorsa deşarj edilmesi yasaktır. bu şekilde deşarj edilirse tesis kapatılabilir. aynı zamanda deşarj edilen su standartları karşılıyorsa tarım ürünleri sulamasında kullanılabilir.

ön ve son çökeltim havuzlarında çöktürülen çamur dediğimiz yapı geri devir ile tesis başına gönderilir. tesisin büyüklüğüne göre bu atık çamurdan metan gazı üretimi yapılabilir. daha sonra çamur kurutulur ve press’e gönderilir. burada içeriğindeki su tekrar tesis başından gönderilir ve arıtıma tekrar dahil olur. bu süreç böyle devam eder. sudan ayrılan çamur ise katı atık depolama tesisine gönderilir.

Dünyada en gelişmiş atık sistemlerinin Avrupa ve ABD’de olduğu bilinirken, İskandinav ülkelerinin de bu konuda çok iyi arıtma sistemlerinin sahipleri olduğu biliniyor.

Türkiye’de de atıkların belirli bir bölümü denize dökülüyor ve özellikle bazı bölgelerde bu sebeple çok kötü kokular oluştuğuna dair halk genel olarak tepki gösterdiği durumlarda olabiliyor.