Hepimizin Bildiği Afgan Kızı Sharbat Gula’nın Şimdi Ki Durumu Ne ?

Sharbat, 20 Mart 1972’de Peştun kökenli bir Afgan kızı olarak dünyaya geldi.Aslında onun hayatı bir savaşın ortasında ve 12 yaşında başladı. Öksüz kalmıştı. Fotoğrafçı Steve McCurry deklanşöre basarken Sharbat’ı dünyaya tanıtacağından habersizdi.O, savaşın fotoğrafını çekiyordu; Sovyetler Birliği ve Afganistan arasındaki savaşın.Sharbat, Pakistan’da bir mülteci kampında yaşıyordu. Sanki savaşın acısını ve korkusunu yeşil gözlerinde biriktirmişti; bir gün biri gelip onları fark etsin diye.

Fark eden kişi “Steve McCurry” oldu. Steve, Pakistan’daki mülteci kampında dolaşırken bir okulun öğrencilerinin de fotoğrafını çekmek istedi. Öğretmenden izin aldı. Kız çocuklarının fotoğrafını çekerken, Steve, onu gördü. Delici yeşil bakışları içine işlemişti. Sonra kız yalnız fotoğrafını çekmesine izin verdi ve Steve, adını dahi bilmediği bu kızın fotoğrafını çekti. Savaşın tüm görüntüsü kızın yüzünde adeta yaşıyordu.

Afgan kadınlarının fotoğrafını çekmek o kadar kolay değildi. Steve ayağına kadar gelen, hayatını değiştireceğinden habersiz fırsatı kaçırmamıştı. Sharbat’ın 12 yaşındaki korkulu ifadesini kaydetti.

Yıl, 1984 idi.Afghan girl (Afgan kızı)
Çok değil bir yıl sonra, Sharbat’ın sureti National Geographic Haziran 1985 sayısında “Afghan girl” başlığıyla yer bulmuştu.

Steve, fotoğrafları banyo ettikten sonra derginin fotoğraf editörü Bill Garrett, “İşte fotoğrafımız bu” dedi; “Afgan kızı”.Bakışları, ifadesindeki o korku Afgan savaşından yola çıkarak tüm savaşların izini taşıyordu. O, hayata bu kadar anlamlı bakmayı canı yanarak öğrenmişti. Küçücük bir kız çocuğu olamadan büyüyüvermişti belli ki.

Fotoğrafın dergiye kapak oluşu bir anda gözleri Afganistan’ın acısına çevirdi. Sharbat’ın yüzünden tek bir kare ile naklen savaşın yayını yapılıyordu. İsminin henüz Sharbat olduğu bilinmeyen bu kız, bir anda fotoğrafıyla Afgan savaşının ve mültecilerin tüm dünyaya ulaşan simgesi oluverdi. Yayın dünyasında kızın adı ezbere bilinmese de fotoğrafçısının da ününe ün kattı.

Beklenenden daha fazla dikkat çeken fotoğraftan sonra National Geographic Society, Afgan kız çocuklarının eğitimi ve kadınları için bir fon oluşturdu. Buraya toplanan yardımların hepsi yerine ulaştırıldı. Sadece eğitimleri değil, rehabilitasyonları da düşünülmüştü.Yıllar sonra Sharbat
Steve’in çektiği bu fotoğraf en iyi portreler arasındaydı artık ve insanlar gözleri korku dolu bu kızın akıbetini merak ediyordu.

Afganistan Batı medyası için uzun süre ulaşılmazdı. Bu sebepten 2001’de Taliban rejimi yıkılana kadar Sharbat’ın kimliğine ulaşılamadı. Ününden habersiz yaş alıyordu.

Steve ise kendisine gelen sayısız mektup ve mailden sonra yıllarca Sharbat’a ulaşmaya çalıştı. Ulaştığı hiçbir bilgi içini rahatlatmaya yetmiyordu. Sonunda dayanamadı ve kampa gitmeye karar verdi.

Ocak 2002’de bir National Geographic ekibi Sharbat’ın izini sürmek için Afganistan’a uzanan bir yolculuk yaptı. Ekibe Steve de katılmıştı. İlk ipucunu mülteci kampının olduğu bölgede yakaladı; Sharbat’ın erkek kardeşini tanıyan birini bulmuştu.

Oradan oraya soruşturarak Sharbat’ı Afganistan’ın ücra bir köşesinde buldular. Sharbat, 1992’de kamptan ayrılmış ve ülkesine dönmüştü.

Fotoğraftaki göz irisi biyometri teknolojisi ile incelendi. Sonuç fotoğraftaki küçük kızın “Sharbat Gula” olduğunu doğruluyordu. Aslında Steve, kızı görür görmez tanımıştı, buna hiç gerek yoktu. Sadece herkes emin olmuştu. Böylece Şarbat’ın fotoğrafı hayat buldu.Sharbat ömründe ikinci kez fotoğraf çekildi
Sharbat bulunmuşu, artık fotoğraftaki kızın gerçek, yaşayan bir adı olmuştu. Gelip onu buldukları Afganistan’ın bu uzak köyünde kocası ve üç kızıyla yaşıyordu. 80’li yılların sonunda evlenmişti. Kocası burada fırıncılık yapıyordu. Afganistan’ın yerel kurallarına göre bir kadın başka bir erkekle göz göze dahi gelemezdi; hoş karşılanmazdı. Steve ile tekrar karşılaşması kocası ve abisinin onayı alınarak mümkün oldu.

Ömründe o ana kadarki ilk ve tek fotoğrafı Steve tarafından çekilmişti… Bir daha da hiç fotoğrafı çekilmemişti. Haliyle o anı en ince ayrıntısına kadar hatırlıyordu. Dakikada onlarca fotoğraf çektiğimizi ve sayısını bilmediğimiz fotoğrafları düşünürsek, bu Sharbat’ın çocukluğunda hatırladığı en özel detay olmalıydı.

National Geographic, Nisan 2002 sayısında yıllar sonra Sharbat’ın hikayesini “İşte O” başlığıyla yayınladı. Sharbat, ömründe ikinci kez fotoğraf çektiriyordu.