Hayvanlar Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Size hayvanlar hakkında doğru bilinen fakat yanlış olan bir kaç bilgiyi derledik. İyi okumalar.

Yanlış: Yarasalar kördür.

Doğrusu: Yarasaların kendi çıkardıkları sesin nesnelere çarpıp yansımasıyla karanlıkta yönlerini buldukları çok bilinen bir gerçektir, ancak bu, onların kör olduğu anlamına gelmez. Bu mitin aksine yarasalar gayet görebilen hayvanlardır hatta böcek avlamak yerine meyve nektarı içen pek çok meyve yarasası, ses yansımasını hiç kullanmaz. Bu türler özellikle keskin bir görüş yetisine sahip olmakla beraber bazıları mor ötesi ışığı bile görebilmektedir.

Yanlış: Köpekler dünyayı siyah beyaz gören hayvanlardır.

Doğru: Sadece bizden daha az renk ayırt ederler. Renk körlüğü (insanlarda da olduğu gibi) dünyayı sadece siyah, beyaz, gri tonlarda görmek değil, daha az rengi ayırt edebilmek, bazı renkleri birbirinden ayırt edememektir.

Yanlış: Balıkların hafızası 2 saniyedir.

Doğru: Öncelikle balıkların da, diğer tüm hayvanlar gibi kendilerine yetecek kadar uzun bir hafıza kapasiteleri vardır ve bu kapasite saniyelerle ölçülemez. Balıkların, aylardan yıllara kadar sürebilen hafızaları bulunmaktadır ve tüm balıklar için geçerli olabilecek, ortak, tek bir sayıdan bahsetmek mümkün değildir. Ayrıca japon balıklarının hafızalarının da yapılan son araştırmalara göre en az 4-5 ay kadar bir kapasitesi olduğu bilinmektedir.

Yanlış: Develer hörgüçlerinde su depolayan hayvanlardır.

Doğru: Develer suyu bağırsaklarında depolarlar. Hörgüçleri yağ deposudur. Ama hörgüçlerinin su ihtiyacını karşılamaya yardımcı olduğu da doğrudur. Develer de kutup ayıları gibi vücut yağlarını çözerek su açığa çıkarabilir.

Yanlış: Yunuslar insan canlısıdır hayvandırlar, insanlarla oynamaktan hoşlanır, yol göstermek için teknelerin yanında yüzerler, balıkçılara yardım ederler.

Doğru: Yunuslar avcı birer etoburdur. İnsanlar yunusların avı ya da saldıracağı bir canlı değildir ama ay dur oynayayım diye denizde bir yunusa haddinden fazla yaklaşmanın sonu muhtemelen ciddi yaralanmayla sonuçlanacaktır. Gösteri merkezlerindeki, su parklarındaki yunuslar özel eğitimlidir. Yunusların teknelerin önünde, yanında, arkasında yüzmesinin sebebi teknenin yarattığı su akımı sayesinde daha az enerji harcayarak yolculuk edebilmeleridir, yavruyken annelerinin yarattığı su akımı sayesinde az enerji harcayarak yüzebilmeleri gibi.

Yanlış: Kuşların yuvasına, yumurtalarına, yavrularına insan eli değerse, kuş insan kokusunu alır ve yuvayı, yavrularını terk eder.

Doğru: Bizim karşılaşacağımız kuşların %99’u neredeyse hiç koku almaz. Yuvaya kendi deodorantınızı bile sıksanız farkına varmazlar. Ancak kokunun aksine yuvanın şeklindeki en ufak bir değişiklik bile dikkatlerini çeker.

Yanlış: Erkek aslanlar ava katılmaz, sadece dişiler avlanır.

Doğru: Erkek aslan sürüdeki açık ara en iyi avcıdır. Aynı zamanda rüştünü en iyi ispatlamış avcıdır. Cinsel erişkinliğe ulaşan bir erkek aslan, babası tarafından sürüden kovulur ve sürü liderliği için bir erkeğe meydan okuyacak güce ulaşana kadar en az iki yıl tek başına göçebe hayatı sürer. Aslanlar aslında gece avcısıdır ve nadiren gündüz avlanırlar. Evet belgesellerde aslanları hep gündüz avlanırken görürüz ama gece çekimi çok zor ve gece çekiminden ibaret görseller izleyici açısından çok zayıf olduğu için, gündüzleri nadiren aktif olan aslanlarla bir saatlik belgesel süresini doldurmak, bir yıl alabilir. Erkek aslanlar, nadir gündüz avlarına katılmaz sadece. Aslanlar pusu ya da sprint mesafesine kadar yaklaşma yöntemleriyle avlanır ve erkek aslanın yelesi bu iki taktiği de imkansız kılar. Memeliler vücut parçasından vücudun geri kalan kısmını kafasında canlandırma yeteneğine sahip olduğu için, koca yelesiyle otların arasında saklanma şansı olmayan erkek aslanın varlığı, av hayvanlarının alarm vermesine sebep olur.

Yanlış: Etrafı ateş çemberiyle sarılan akrep intihar eder.Akreplere alkol verecek olursanız kafası karışarak kendisini sokar ve ölür.Ve Akrepler kendilerinden çok güçlü bir rakiple karşılaştıklarında veya korktuklarında kendilerini sokarak intihar ederler.

Doğru: Ateş çemberine sarılmış bir akrebin kendini sokuyor gibi gözükmesi bir algı yanılgısıdır. Hiçbir akrep kendisini sokarak intihar edemez, zira her akrebin kendi zehrine karşı bağışıklığı bulunmaktadır. Dolayısıyla akrep intihar etmeyi denese bile bunu asla başaramayacaktır.

Akreplerin ateş çemberi, alkol, rakip korkusu gibi baskılar altında kaldıklarında intihar ettiklerine dair yaygın inanış, çok eskilere kadar dayanmaktadır ve bilim insanlarının da ilgisini çekmektedir. Öyle ki 21 Nisan 1887 tarihli Nature dergisinde “Akrepler İntihar Eder Mi?” başlıklı bir makale yayınlanmış ve farklı bilim insanlarının görüşlerine yer verilmiştir. Makalenin özet paragrafının ilk cümlesi şöyledir: “Yaptığı deneyler sonucunda Bay Bourne tarafından yapılan çıkarım, akreplerin intihar etmediği ve ölüm sebebinin ateşin yaydığı sıcaklık olduğudur.”

Halk arasında bu tip bir mitin yayılmasının nedeni akreplerin soğukkanlı hayvanlar olmasından kaynaklanmaktadır. Akrepler soğukkanlı olduklarından, vücut sıcaklıklarını çevre sıcaklığı belirler. Normal şartlarda yaşayan bir akrebi aniden bir bardağa kapatıp ateşle ısıtacak olursanız, akrebin bütün metabolizması değişecek ve vücudu kramplarla kasılmaya başlayacaktır. İşte insanlar bu krampları akrebin kendisini sokmaya çalışmasına benzetmektedirler. Kuyruk dediğimiz vücudunun iğneli arka kısmının sanki kendini sokuyormuş gibi rastgele hareket etmesi aslında ölen akrebin geçirdiği spazmlardır. Sonunda, eğer sıcaklık hemen düzelmezse akrep ölecektir. İşte konudan uzak halk, bunu “akrebin kendini sokarak öldürmesi” olarak tanımlar. Halbuki böyle bir durum söz konusu değildir ve muhtemelen asla da olamaz.

Yanlış: Devekuşları saklanmak için kafalarını kuma sokar.

Doğru: Devekuşları tehlikeyi gördüklerinde kafalarını toprağa gömmezler, ancak başlarını bacaklarının arasına ya da göğsünün altına sokarakdizlerini kırıp oldukları yere otururlar. Bu hareketi yaplarının sebebi ise kendilerine cansız bir kaya parçası süsü vererek tehlikeyi atlamaya çalışmalarından kaynaklanmaktadır. Yani Devekuşları tehlike altında kaldıkları zaman düşmanlarından saklanabilmek için araziye uyum sağlamaya çalışırlar. Ancak bu korunma tekniği her zaman işe yaramayabilir.

Yanlış: Kurbağalar, dokunan insanlara siğil bulaştırır.

Doğru: İnsanlarda çıkan siğillerin tek bir sebebi var, o da sadece insanlarda taşınan virüsler. Bir siğile yakından bakıp incelerseniz, deri katmanının altında siyah noktacıklar görürsünüz. Bu noktacıklar kir değil, virüs vücudunuza girdiği için tıkanmış kılcal damarlardır. Yani aslında gördüğünüz, vücudunuza giren ve siğile sebep olan virüsün evi olduğunu söyleyebiliriz.

Yanlış: Filler, zıplayamayan tek hayvan türüdür.

Doğru: Filler dışında da zıplayamayan hayvanlar bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak tembel hayvan, gergedan ve su aygırını örnek verebiliriz.

Yanlış: Baykuş, en zeki kuş türüdür.

Doğru: Baykuşlar her ne kadar olağanüstü canlılar olsalar da özellikle kargalara ve papağanlara kıyasla pekte zeki hayvanlar değillerdir. Ayrıca bu görüş Dünya’nın bir çok yerinde olsa da bazı yerlerde genel kanının aksine baykuşlar farklı anlamlar ifade etmektedir. Mesela Hindistan’da baykuşlar bilgelik yerine kötü yolla kazanılmış zenginlik veya aptallıkla ilişkilendirilir.