Fareli Köyün Kavalcısı Masalının Tam 130 Çocuğun Birdenbire Ortadan Kaybolmasına Dayanan Tüyler Ürpertici Öyküsü

Fareli Köyün Kavalcısı olarak bilinen hikâyeyi hepimiz biliriz. Almanya’nın Hameln kasabasını fareler basar, halk her şeyi yeyip tüketen farelerden bunalmıştır ve bir gün renkli kıyafetleri olan bir adam çıkagelir, ücret karşılığında köyü farelerden temizlemeyi vaat eder.

1812’de Grimm kardeşlerin derlediği masallar 1816 yılında kitaplaştırılarak baskıya geçmişti. Hikâyenin asıl adı Rattenfänger von Hameln yani Hameln’in sıçan avcısıdır.

Hikâye ilk bakışta basit bir halk hikâyesi gibi dursa da bazı kanıtlar bu olayın gerçekten yaşanmış olabileceğini gösteriyor. Rivayete göre 26 Haziran 1284 günü Hameln kasabasının çocukları sokaktan gelen kaval sesinin büyüsüne kapıldılar. Kasabanın içinden geçen 30 lu yaşlarında iyi giyimli bir adam tüm çocukları arkasında topladı. Çocuklar şehrin dışındaki Koppelberg adlı tepeye çıkıp mağarada kayboldular, heyelan da arkalarından yolu kapattı. Yalnızca iki çocuk çıplak halde geri döndü, çünkü biri kör öteki de sağırdı (bir başka versiyona göre biri topaldır).

Rivayete göre kasabaya dönüp olayı anlatan bu çocuklardı. Olay 26 Haziran 1284 târihinde “Saint John ve Saint Paul” gününde yaşanıyor. 1300 yılında yapılan ve 17. yüzyıla kadar kasabanın Pazar Kilisesinde tutulan bir vitray pencerede yaşanan olay tasvir edilmiştir. Hameln kasabasının 1384 yılına ait kroniklerinde ise “çocuklarımızın gidişinden bu yana 100 yıl geçti.” ibaresi geçiyor. 16.yy’da kasaba girişine yeni bir kapı inşa edildiğinde ise üzerine şöyle yazılmış “1556, büyücünün 130 çocuğu kasaba dışına sürüklemesinden 272 yıl sonra bu giriş yapıldı.”

kilisedeki vitrayda olay betimlenmiş

Bir başka alman kasabası olan Lunenberg kasabasında Latin bir tarihçinin yazdığı kroniklere göre yine iyi giyimli bir adamın Hameln’e gelerek 130 çocuğu kavalı ile peşine takarak kaçırdığı anlatılıyor. Fark ettiyseniz hiç birinde farelerden bahsedilmiyor. On iki yıl sonra , Swabia Kontu Froben Christoph von Zimmer tarafından yazılan Zimmer kroniğinde, hikayeyi sıçanların dahil edilmesiyle genişletiliyor. Kavalcı ya da fareler gerçekten var mıydı bilemeyiz fakat ortada bir gerçek var ki o da 130 Hamelnli çocuğun gerçekten kaybolduğudur. Olayla ilgili teorilerden bahsedeceğim.

1- Çocuklar kaybolmadan çok önce, 1237 yılında Hamelin’in 271 km güneydoğusunda Erfurt kasabasında bir olayın kaydı var. Bir grup çocuk 15 km güneydeki Arnstadt’a dans benzeri hareketlerle istekleri dışında yürümüşler, ayakları bir türlü duramamış. Tükenerek yıkılsalar da tekrar ayağa kalkıp dans eder gibi yürüyorlarmış. Ebeveynleri çocukları kurtarıp evlerine geri getirmişler. Bazılarının titremesi geçmemiş ve evde ölmüşler, azı kurtulmuş. Erfurt’taki olay Dancing Mania (st vitus dance) olarak kayıtlara geçmiş. Müzikle tetiklenen histeri krizi denmiş. Şeytani salgın gibi Almanya’nın değişik bölgelerine yayılmış, herkes etkilenmemiş, etkilenenler hareketlerini kontrol edemiyormuş,çoğu da yorgunluktan ya da kasılmalardan ölüyormuş. Psikiyatr bir dostuma böyle bir hastalığın gerçekten var olup olamayacağını sorduğumda literatürde böyle bir hastalığın var olmadığını fakat bunun kültürel bir fenomen olabileceği cevabını aldım.

2- Köle tüccarları. Hameln’de Avrupa’da yaygın olan sıçan istilalarından biri yaşanmış ve halk mahsulleri sıçanlar tüketince besleyemedikleri çocuklarını satmış olabilirler. Ve bu kabul edilemez gerçeği kavalcı masalı ile yumuşatmış olabilirler.

3- Haçlı Seferleri’ne katılmak için kandırıldılar. Masum çocukların saf yürekleri olduğu için savaşçıların onlarla birlikte Kudüs’ü geri alacağına dair inanç varmış o günlerde.

4- Avrupa’da dolaşan Dancing Mania hastalığına kapılıp öldüler.

5- Transilvanya ve Polonya’ya göç ettirildiler. Onüçüncü yüzyılda bir çok genç Alman bu bölgeyi kolonize etmek için ikna edilmiştir. Masal bilgini ve yazar Jack David Zipes, Sömürgecilik teorisi üzerine yoğunlaşmış. Çocuklar mağaraya girip diğer taraftan Transilvanya’ya çıkmış ona göre. Yeni koloniler için götürülmüşler. Jack Zipes, Doğu Avrupa’da sömürge bölgeler oluşturmak için yeni askerler toplamak üzere Hamelin’e o tarihte gelen bir yabancı hakkında belgeler bulmuş, ailelerin izlerini Hameln’e kadar sürebildiğini iddia etmiş.

6- Bazı tarihçiler, hikayenin 1259’da Sedemunder Savaşı’nda öldürülen Hamelnli genç adamlardan kaynaklandığına inanıyor.

7- Avrupa o tarihlerde her ne kadar hristiyan olsa da kırsal bölgelerde paganist etkiler hristiyanlıkla iç içe devam ediyordu. Eski Cermenlerin tanrı Wotan’a (Odin) insan kurban ettiklerini biliyoruz, Açlıktan kıvranan halkın bu durumdan kurtulmak için en değerli şeylerini yani çocuklarını kurban etmiş olması muhtemeldir.

8- Bir başka teoriye göre çocuklar vebadan öldüler. Fareler için uygun da olsa zamanlama için erken. 1300 lü yıllardan önce veba kaydı Avrupa’da yok.

Çocuklar vebadan, haçlı ordusundan, göçten ya da her ne sebepten olursa olsun kayboldular ve bu olay gerçeğin kabullenemeyecek kadar ağır olduğu bir durumda hikâyeye dönüştü.

Hikâyenin çocuklar için uyarlanmış daha sonraki versiyonlarında ise karanlık yönü tamamen gizlenerek çocukların köylerine geri döndüğü bir hale evrildi…

1 thought on “Fareli Köyün Kavalcısı Masalının Tam 130 Çocuğun Birdenbire Ortadan Kaybolmasına Dayanan Tüyler Ürpertici Öyküsü

Comments are closed.