Fotoğrafını Çektiği Evsizin Babası Olduğunu Anlayan Fotoğrafçı

Diana Kim, anne ve babası ayrıldığında sadece 5 yaşındaydı.Kim’in annesi, küçük kızıyla birlikte akrabaları ve arkadaşları arasında mekik dokuyarak, bazen parklarda kalarak ya da geceyi arabalarında geçirerek epey zor zamanlar yaşadı. Fakat Kim, bu deneyime hayatta kalma becerisini geliştirme şansı olarak baktı.

Kim’in babasının bir fotoğraf stüdyosu vardı ve fotoğrafa ilgisinin onunla başladığını söylüyor.Kolejdeyken, bir proje için evsizlerin fotoğraflarını çekmeye başlıyor. Projeden sonra, profesyonel bir fotoğrafçı olduğunda da evsizlerin fotoğrafını çekmeye devam ediyor. Honolulu sokaklarında fotoğraf çekerken fotoğrafını çektiği evsizlerden birinin aslında kendi babası olduğunu fark ediyor. Onunla konuşmaya çalışıyor fakat fiziksel ve zihinsel olarak çok kötü durumda olduğunu, bu yüzden genç fotoğrafçıyla konuşmayı reddettiğini söylüyor. Başarılı olamasa da babasının dikkatini çekmeye çalışıyor ve ona yaklaşmak istiyor. Fakat babası hiç ilgilenmiyor.

Kim, pes etmiyor ve defalarca babasını görmeye gidiyor ve cevap almayı umarak onunla konuşmaya çalışıyor. Kim’in babasını bu kadar zayıf bir şekilde görmesi ve bu konuda hiçbir şey yapamaması onu çok üzüyordu. Bu yüzden asla pes etmedi. Bir gün Kim’in babası sokakta kalp krizi geçiyor ve hastaneye kaldırılıyor. Hastanede tedavi gördükten sonra toparlanıyor ve ruhsal durumları için de tedavi görmeye başlıyor. Kalp krizi geçirmesi onu tekrar hayata bağlıyor. Kim’in babası tedavilere yanıt veriyor ve hayata tekrar bağlanıyor.

O ve kızı artık mutlu bir şekilde yaşıyor. Geçmişte yapamadıkları normal ebeveyn-çocuk işlerini yapmaya, birlikte sinemaya gitmeye, araba kullanmaya bol bol vakit harcıyorlar.