Atatürk’ün 10. Yıl Nutkunun Günümüze Kadar Ulaşmasını Sağlayan İlginç Olay

Cumhuriyet’in 10. Yıl kutlamaları için dosta düşmana görkemli bir tören hazırlığına girişilir, dünyanın pek çok ülkesinden konuk çağrılır.

Ruslar, Kurtuluş Savaşı‘na destek verdikleri Türkiye’nin bu önemli gününe iki bakan gönderirler. Bu arada Sergey Yutkeviç adlı bir yönetmen de Türkiye’ye davet edilmiştir. Yutkeviç’in görevi, yolculuğu ve etkinlikleri filme almak, bu tarihi olayı belgelemektir. Ankara’ya gelen Yutkeviç, hazırlık yapmak için otelinden ayrılıp törenin yapılacağı hipodroma gider. Diğer meslektaşlarına ayrılan yere kamerasını kuran Yutkeviç, konuşmaların yapılacağı kürsüye kablo çekerken utanır. Rus kameramanın sıkıntısı kablosundan dolayıdır! Öyle ya, diğer ülkelerin kameramanların kablosu parmak kalınlığındayken, Yutkeviç’in kamera kablosu neredeyse bir insan bileği kalınlığındadır. Ertesi gün, Cumhuriyetin 10. yıl coşkusuyla dolu olan binlerce insan hipodromdaki yerini almış, Atatürk ve davetlilerin gelmesini beklemektedir… Hikayenin devamını bizzat Yutkeviç’in ağzından dinleyelim.

1933 yılında Cumhuriyet’in 10. yıl kutlamaları için Sovyet sinemacı grubu olarak yoldaş Voroşilov’la birlikte katılmıştık.Ben grubun kameramanıydım.Ankara Hipodromu’nda tören başladı.Tören yerinde kamerayı koyacağım yeri belirledim. Dünyanın dört bir yanından gelen filmciler var. Almanı, Amerikalısı, İngiliz’i, İtalyan’ı. Ellerinde son model kameralar… Bizimki gibi değil, bilirsiniz biz Ruslar biraz kabayızdır. Kameralarımız ve kamera kablolarımız, mikrofonlarımız da kabadır…Diğer ülkeden gelenlerin ekipmanlarını görünce komplekse kapılıyorum.Kameralarımızı Kemal Paşa’nın konuşacağı tribünün karşısına yan yana kuruyoruz. Sonra makineye bağlı parmak kalınlığındaki kabloyu kürsüye çekiyorum; utanarak. Öbür kameramanlar gülerek küçümseyerek bakıyorlar bana.

Gerçekten acınacak haldeyim. Ezildikçe eziliyorum. Bir süre sonra bütün konuklar gelip yerlerini alıyorlar. Bir süre sonra sağ tarafımızdan üstü açık bir otomobille Atatürk giriyor hipodroma. Vizörü gözüme dayayıp kamerayı çalıştırıyorum.Atatürk’ün otomobili önümüzden geçerken çevremde bağrışmalar, koşuşturmalar oluyor.Neler olduğunu öğrenmek için meraktan ölüyorum. Fakat gözümü vizörden ayıramıyorum. Atatürk otomobilden inip kürsüye yürüyor. Ben kamera ile takip ediyorum. Kürsüye gelip konuşmaya başlayınca kamerayı sabitleyip gözümü vizörden ayırıyorum.Sonra müthiş bir şaşkınlık yaşıyorum.Benimle birlikte çekim yapan tüm kameraların kablolarının, üzerinden Atatürk’ün otomobili geçince, parçalanmış olduklarını görüyorum. Ve bizim Rus kabalığı ilk kez işe yarıyor o gün. O bizim kaba bir parmak kalınlığındaki kablolar parçalanmıyor.

10. yıl törenlerinin görüntülerini sadece bir ekip çekebilmiştir.Bugün 10. yılla ilgili Atatürk görüntüleri işte Yutkeviç’in o günkü görüntüleridir.