Yozgat’ın Yerlilerinin Galyalılar Olduğunu Biliyor Muydunuz?

Galata’ya, Ankara’ya ismini verecek kadar uzun süre Anadolu’da kalan Galatlar/Keltler’in öyküsü.Verimli toprakları ve jeostratejik açıdan kuvvetli olan konumu Anadolu’yu farklı kavimler için çekici kılan özellikler arasında sıralanabiliyor. Müfredatlardaki derslerin yardımıyla da dağarcığımıza eklediğimiz bu bilgiler Anadolu’nun yol geçen hanı olmasının ana nedeni arasında sayılmalı.Bu yazıda ise Galyalılar olarak bildiğimiz ve zamanında Roma İmparatorluğu’nu da fazlasıyla uğraştıran Galatlar/Keltler başat rol oynuyor.Asteriks’in Yozgatlı akrabalarıyla tanışın.

Göç etmek birçok kavim için bir yaşam biçimi.Yerleşik yaşamın egemen olmadığı dönemlerde birçok kavim göç etmekle meşgul oldular. İslamiyet Öncesi Türk Tarihi başlıklı konulardan da hatırlayacağınız üzere bu özelliği kendimizden gayet iyi biliriz (umarım bu cümleden etnik milliyetçi/ırkçı bir mesaj çıkartılmaz).Bu göçleri seven kavimlerden biri de şüphesiz Roma ve Yunanlılarca Galat olarak adlandırılan Keltler. Yerinde duramayan kavim, önce Avrupa (özellikle Britanya ve civarı), ardından Balkanlar ve son olarak da Anadolu’yu mesken eylemişler ve ilginç özellikleriyle tarihin renkli sayfalarında kendilerine yer edinmişler.İlk durak İstanbul.Avrupa’nın Roma’nın gücü karşısında tutunamayan Galatlar/Keltler dağıldı ve farklı coğrafyalara doğru yol almaya başladı. Bu yolculuğun konumuzu ilgilendiren ilk önemli durağı ise İstanbul oldu.Yaptıklarıyla barbar olarak anılan Keltler, M.Ö 279’da İstanbul (Byzantion ya da Bizantion) önlerine geldi. Keltler’in şehrin burnunun dibine kadar girmesi hayra alamet olmadığından şehrin yönetimi önlem almak için adım atmaya karar verip davetsiz misafirlerle iletişime geçti.Uzun süren pazarlıklar neticesinde bir anlaşmaya varan taraflardan Galatlar/Keltler, İstanbul Boğazı’ndan geçerek bugünkü Adapazarı’na gidecek ve bu yolculukta şehrin yönetimince gerekli destek sağlanacak. Ancak şehre yerleşme gerçekleştiğinde Keltler bu alanları surla çevirmeyecek ve Bizantion’u tehdit etmeyecekti.

Sonuç itibariyle, anlaşma iki tarafça da uygun görülmüş ve o yılın kış aylarında Bizantion’da kalan Keltler yolculuğa başladı. Kavimin bir kısmı ise İstanbul’dan ayrılmaz istemez ve asimile olacaklarının öngöremeyerek şehirde kaldı.Galata bölgesinin ismi Galatlar/Keltler’den geliyorŞehirde kalan Galatlar, asimile olsalar da bu gerçekleşmeden önce bugünkü Galata’ya ismini verdiler. Tarihi kaynaklar bu konuda kesin bir yorumda bulunmasa da tahminler bu yönde.Uslu durmayan Galatlar/Keltler’in Anadolu’nun içlerine doğru göçtüBarbar Galat/Kelt kavmi yerinde duramadıkları gibi uslu da durmuyordu. Neticesinde birçok savaşa dahil olmak zorunda kaldılar ve M.Ö 274’te Bergama Kralı Eumenes ile Selevkos Kralı Antiokhos komutasında ilerleyen orduların hedefi oldular. Bu savaşlardan istediği gibi sonuç alamayan Galat/Keltler Anadolu’nun içlerine doğru göç etmeye başladı.Anadolu’nun yeni sakinleri Galatlar/Keltlerİstanbul önlerine gelmeden önce Yunanlılar’ın Delphi kentini yağmalayan kavim, üç boy şeklinde yola devam etmişti. İşte bu üç boy (Tektosagi, Tolistobogii ve Trogmi) Orta Anadolu’da Eskişehir-Sivrihisar (Pessinus), Ankara (Ankyra) ve Yozgat-Büyüknefes (Tavium)’i kendilerine merkez olarak seçtiler.Roma Galatlar/Keltler’e son veren devlet oldu.İtiş kakışın hiç eksik olmadığı Anadolu’da Galatlar/Keltler fazla göze batınca ipi çekilmesi gereken kavim olarak görüldü. Gören elbette dönemin coğrafyasında hakim güç olan Roma’ydı. Tarihi kaynaklara göre tahmini MÖ 1. yüzyılın sonlarında bölge Roma egemenliğine girdi ve ve esaret altında kimliklerini koruyamayan Galatlar/Keltler asimilasyona boyun eğdi. Galatya ise ismini uzun bir süre daha koruyarak bir Roma eyaleti oldu.

Galatlar/Keltler’in Hristiyanlaştırılması.Galatlar’ın MS 1. yüzyılda Aziz Paulus’un yoğun mesai harcaması sonrasında Hıristiyanlığı kabul ettiği biliniyor. Bu kabul ile Galatlar Anadolu tarihinde Hristiyanlığı kabul eden ilk bölge halkı olarak göze çarpıyor. Hatta Aziz Paulus’un Galatyalılara Mektup’u, İncil’i (Yeni Ahit) oluşturan kitaplardan biri olarak kabul ediliyor.Türkler ve Galatlar savaşı.Türk tarihinde “Anadolu’nun kapısının açıldığı savaş” Malazgirt (1071) Savaşı Anadolu’da kalan son Galat unsurlarının da sonunu getirdi.
Malazgirt Savaşı’nın ardından zayıflayan Bizans kendi içindeki disiplini de yitiriyor ve generallerinden biri olan Frank kökenli Roussel de Bailleul’un ayaklanmasını seyrediyordu. Bailleul, bu ayaklanmada Galat/Keltler’den faydalanmıştı çünkü onlar hala savaşmayı seven, bilen bir kavimdi.
General Bailleul’a karşı gönderdiği ilk birlikleri bir daha göremeyince son çare Türkler seçeneği masaya yatırılıyor ve kapı çalınıyor.Kapısı çalınan Selçuklu Devleti yönetimi durumu tarttıktan sonra hem General Baillleus’un kurduğu devletin hem de Galatlar/Keltler’in ileride sorun çıkaracağı sonucuna varınca Bizans’a olumlu yanıt gönderiyor. Netice, savaş Bizans ve Selçuklu’nun istediği biçimde sonuçlanıyor ve Türkler güçlerine güç katarken Bizans derin bir oh çekiyordu. General Bailleus idam ediliyor ve Galatlar/Keltler ise savaşın yenilenleri arasında yer alıyordu.

Galatlar/Keltler sadece Galata’ya ismini vermediAvrupa’da da unutulmayacak izler bırakan Galatlar/Keltler birçok bölgede isimleriyle yaşıyor. Fransa onlardan biri. Gallia olarak anılmasının altında bu kavim var. Ayrıca Portekiz (Porta Galli) ve İtalya’nın Alp Dağları bölgeleri (Gallia Cisalpina ve Gallia Transalpina) bu kavimin isim verdiği bölgeler arasında yer alıyor.
Ülkemizde de bu konuda ilginç örnekler sıralanabilr. Yukarıda 3. maddede belirttiğimiz Galata bölgesinin isminin bu kavimden gelmesi bir yana Ankara isminde de ilginç bir etkisi var kavimin. Şehrin isminin kökeni Ankyra kelimesi ve “durduran” anlamını taşıyor. Öte yandan İngilizce’deki “anchor” (deniz çapası) kelimesinin Ankyra kelimesinden türediği bazı kaynaklarda belirtiliyor.

Göçebe ve barbar olan bu kavimin Fransa, Britanya, Kuzey İtalya, Belçika, Güney Almanya, Bohemya (Çekya) ve İspanya’nın bir bölümünü egemenlikleri altında bulundurduklarını söyleyelim.Bir dönem için yerleştikleri Britanya’da ise MS 5. yüzyıla dek hüküm sürmeyi başardılar Ancak bu hakimiyet Anglo-Sakson kavimlerinin istilası sonunda kırıldı.Günümüzde İrlanda ve İskoçya halkının bir kısmının yanı sıra Galliler (Welsh) ve Bretonlar’ın bu kavimin yarattığı dilden türetilen dilleri konuştuğunu ifade edersek nasıl köklü bir iz bıraktıkları daha net bir şekilde ortaya çıkar.Velhasılıkelam, Yozgatlı ya da Ankaralı arkadaşlarınızla dalga geçerken işin içine tarihi perspektifi katmanız gerekebilir.

Kaynak: https://cdn.comu.edu.tr/cms/ckalearastirma/files/181-keltlerin-anadoluya-gocu-goc-nedenleri-yollari-ve-.pdf