Terörist Başı Abdullah Öcalan Nasıl Yakalandı ve Amerika Türkiye’ye Neden Yardım Etti

Şubat 1999 günü CIA’in Ankara İstasyon Şefi, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’dan randevu istedi. Geldiğinde elinde imzasız ve antetsiz bir kağıt vardı. Washington kararını verdi. “Öcalan’ın yakalanması için artık size yardım edeceğiz” dedi. Şenkal Atasagun önündeki kağıdı okumaya koyuldu. Baktı ki CIA hiç bir şeyi şansa bırakmamış. Kağıtta Türkiye’nin hangi tip uçak kiralaması, bunun menzilinin ne olması, uçakta ne tür kelepçe bulundurulması gerektiği yazılıydı net bir şekilde. Öcalan uçağa adım attığı andan itibaren mesela kameraya çekilmesi gerekiyordu. Yolculukta bir de doktorun olması mutlaka iyi olurdu. Uçakta bulundurulması gereken ilaçlar bile o listede unutulmamıştı. Peki bu yardımın koşulu neydi? Kağıdın son satırlarında o da yazılıydı. Beyaz Saray, Öcalan’ın yolda kazaya uğramamasını yani infaz edilmemesini ve adil bir mahkemede yargılanmasını istiyordu.

Mit Müsteşarı Amerika’dan gelen teklife tek başına yanıt veremezdi Cumhurbaşkanı ve Başbakanla görüştükten sonra CIA Şefine yanıtı verdi. “Teklifinizi Kabul Ediyoruz”. Terörist Başı Abdullah Öcalan’ın ilk önce Yassı Ada’da hapsedilmesi düşünüldü ancak MİT’in önerisi ile İmralı’da karar kılındı. Terörist Başı Abdullah Öcalan İmralı’ya gelmeden önce İmralı’da ki tüm mahkumlar başka hapishanelere nakledildi. MİT 250.000 $ karşılığında bir uçak kiraladı. Uçağa pilot ekibinin dışında içinde bir doktor, yabancı dil bilen bir mit uzmanı ve üç güçlü, kuvvetli koruma bulunuyordu. Bu ekip Antalya’ya gitti ve beklemeye başladı. O sırada 3 CIA elemanı da Antalya’ya geldi. Amerika’dan talimat geldi Türk Uçak ekibinin önce Uganda’ya gidip oradan yakıt almasını ve daha sonra da Kenya’nın başkenti olan Nairobi havalimanının en ucra köşesinde beklemesi söylendi. MİT’ in denilenleri aynen uyguladı Nairobi havalimanın ucra bir köşesinde beklemeye başladı ışıkları söndürüldü ve 5 saat sürecek gerdin bir bekleyiş başladı.

Bu arada Kenya İstihbaratıda Amerikalıların talimatıyla harekete geçti. Terörist Başı Abdullah Öcalan o sırada Kenya’da ki Yunan Büyükelçiğinde bulunuyordu. Amerika Atina’ya olan baskısını iyice arttırdı ve Yunanlıların da bu baskı karşısında direnecek ne gücü ne dermanı kalmıştı. Yunan Konsolosluğunda bulunan Terörist Başı Abdullah Öcalan ve yanında ki PKK’lılar binanın izlendiğini anladı ve konsolosluğu bir süreliğine işgal etti. Konsolosluktan çıkmak istemediler. Saatler süren konuşmaların ardından Terörist Başı Abdullah Öcalan aldığını sandığı çeşitli güvencelerle Konsolosluktan çıkmayı kabul etti. Terörist Başı Abdullah Öcalana Hollanda’ya gideceği söylenerek elçilikten çıktı. Daha doğrusu çıkmak zorunda bırakıldı.Elçilik bahçesinde Terörist Başı Abdullah Öcalan tek başına Kenya’lı ajanların arabasına bindirildi yanına başka hiç kimse alınmadı ve hava alanına doğru yola çıkıldı.

Terörist Başı Abdullah Öcalan saat tam 19.35′ de kendisini Hollanda’ya götüreceğine inandığı uçağın yakınlarında bir yerlerinde bırakıldı. Terörist Başı Abdullah Öcalan biraz sinirlendi ama pek şüphelenmedi kendi ayaklarıyla kendisini Hollanda’ya götüreceğine inandığı uçağa doğru yürüdü. Uçağın hemen altında yabancı dil bilen mit elemanı Terörist Başı Abdullah Öcalan’ı ürkütmemek için hoş karşıladı ve kendisini uçağa davet etti. Terörist Başı Abdullah Öcalan uçağın merdivenlerinden yukarıya çıktı uçağı adımını attığı an üstüne 3 mit görevlisi çullandı ve uçakla beraber Türkiye’ye doğru yola çıkıldı.

Amerika’dan Terörist Başı Abdullah Öcalan’ın yakalanması için Amerika’dan yardım teklifi geldiği zaman Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın aklında tek soru vardı “Neden” Amerika neden durduk yere Türkiye’ye böyle yardım teklifi etmişti. O dönem Türkiye ve Yunanistan ilişkileri çok gergindi ve bu iki ülke de NATO ülkesiydi. Amerika NATO’da ki böyle bir çatlağın NATO ya olan güveni sarsacağını düşünüyor ve iki ülkenin arasında ki gerginliğin bir nebze olsun azaltılmasını istiyordu. Bu sebepten dolayı Terörist Başı Abdullah Öcalan’ın yakalanması içinde Yunanistan’ın da içinde bulunduğu bir planla Türkiye’ye yardım teklifi yapmıştı.

“Mehmet Ali Brand’ın 32. Gün Programından Alıntılanmıştır.”