Sultan Vahdettin Cumhuriyet Kurulduktan Sonra 1924 Yılında ABD’Ye Neden Mektup Yazdı

Lozan Antlaşması ile varlığını ve bağımsızlığını dünyaya tanıtan ve Cumhuriyeti ilan ederek kısa bir süre sonra, 3 Mart 1924’te Hilafeti kaldırarak Hanedan mensuplarını ülkeden çıkardı.Bu olay, yurt içinde ve dışında yankı yaptı. O sıralarda San-Remo’da sürgünde bulunan Vahdettin, tepkisini Amerika Başkanı’na yazdığı bir mektupla dile getirdi. Kimilerine göre ” İhanet” mektubu kimilerine göre ise ” Normal” karşılanması gereken bir olay olan bu mektubun içeriğinde o zamanların Ankara Meclisini, Sultan Vahdettin ” İsyancı ve Fitne ” olarak tanımlamıştır. Mektuba Amerika Birleşik Devletleri Ulusal arşivinde 86700/1788 numaralı kayıttan ulaşılabilir.

İstanbul İşgal Orduları Komutanı General Harrington’a yazdığı mektubun günümüz Türkçe’sine uyarlanmış özeti aşağıda ki gibidir. Aşağıda ki fotoğraflarda mektubun orjinalide bulunmaktadır.

“Amerika Cemahir-i Müttefikiye Reisi Mösyo cenahlarına siyasi olayların ve gelişmelerin tüm iç yüzünü, hangi nedenlerden dolayı saltanat merkezimi geçici bir süre için terk etmek zorunda kaldığımı biliyorsunuz. Bu konuda ayrıntılı bilgi sunmayı gereksiz görüyorum.bu süresiz uzaklaşmanın, bahadan kalma sahip olduğum saltanat ve hilafet makamından vazgeçtiğim anlamına gelmeyeceği açıktır. Ankara meclisi gibi bir isyancı fitnenin hu konuda alacağı tüm kararların geçersiz olacağını bildiririm. şöyle ki; İslam hilafetinin Osmanlı Saltanatı’ndan soyutlanması ve ayrılması ve hilafetin tümüyle kaldırılması dini, kavmiyeti, vatanı belirsiz ve karışık askerlerden ve öteki sınıflardan oluşan küçük bir şer zümresinin kısmen zorla ve kısmen bilgisizlik ve gafletle yönlendirdiği beş-altı milyonluk Türk kavminin yetki alanı içinde değildir. Bu ancak tüm İslam dünyasınca atanan uzman kişilerden oluşan bir meclisin toplanması ve tüm din bilginlerinin ortak kararı ile çözümlenecek büyük bir evrensel sorundur. İslam bilginlerinin bildiği üzere şeriata aykırı kararlar herhangi makamdan olursa olsun sonuçsuz kalmaya mahkumdur.


Bundan başka bu durumun, içinde bulunulan koşullarda İslam dünyasında sonuçları pek vahim olabilecek büyük bir heyecana yol açacaktır. Ayrıca gelişmiş ülkelerin iç güvenliklerine de büyük bir etki yapacaktır. Hanedanımın ileri gelenleri aleyhinde Ankara Meclisi tarafından kabul edilen sürgün ve kovma, emlakine ve bireysel mallarına el koyma gibi haksız kararları hanedanım bireylerini, insan ve kişilik haklarından soyutlar mahiyettedir.


Bu konuda yüce kişiliğiniz ve cumhuriyet hükümetiniz tarafından olanaklar ölçüsünde yapılabilecek yardımları pek değerli sayacağımı açıklamaya gerek yoktur. Bu vesile ile sağlıklı olmanızı yüce haktan niyaz eylerim.”