Soykırım Tarihi: Japonların Nanking Katliamı (Bölüm 2)

İnsanların ne kadar vahşi olduğunu, ne kadar acımasız olduğunu bize gösteren katliamlar vardır. Bunlardan bir tanesi de maalesef Nanking Katliamı. Savaş bitmesine rağmen Japonlar, asker, kadın, çocuk masum demeden 300 bin kişiyi katledip, 10 binlerce kadına tecavüz etmiştir. Peki bu katliama neden başlandı? Savaş bitmesine rağmen neden böyle bir vahşet yaşandı?

Nanking Katliamı, Japonya ve Çin arasındaki savaşın bitmesine rağmen Japonya’nın Çin’de gerçekleştirmiş olduğu bir katliamdır. Herkes Japon-Çin savaşı bitti diye düşünürken, Japon İmparatorluğu tarafından: “Bütün ordular Nanking’i işgal etmek için harekâta hazırlansın. Evinize, Japon adasına değil, Nanking’e yürüyeceksiniz!” verilen emir askerlerin nefretlerinin doruklara ulaşması sağlamıştır.

8 Aralık 1937 günü Japon İmparatorluğu orduları Nanking kapısına dayanmış ve 9 Aralık’ta şehri kuşatmışlardı. Kuşatmadan önce Çin ordu komutanlığına seslenen bir bildiri yayınlayan Japon İmparatorluğu Ordu Komutanları “Japon ordusu, Çin sivillerine ve askerlerine hiçbir nefret emaresi göstermeden nazik ve cömert davranacaktı. Fakat kendisine karşı koyanlara karşı öfkeyle doluydu. Yarına kadar cevap verilmezse Japon İmparatorluk ordusunun saldırmaktan başka şansı kalmayacaktır.” şeklinde ültimatom vererek 10 Aralık gününü beklemeye başlamıştır. Çin ordusu ise bu ültimatomu, askerlerini gerekli yerlere bölüştürerek ve “son adam şehirde ölene kadar savaşma” emri vererek, reddettiğini göstermiştir. 10 Aralık 1937 günü gece 00:00’da Japon İmparatorluğu tarafından verilen süre dolmuş, fakat Japonlar, Çinlilerin bu teklifi düşünmeleri için 1 saat daha süre vermiş ve elçilerle birlikte Nanking girişinde beklemeye başlamışlardır.

01:00’de başlayan Japon saldırısı, 13 Aralık 1937’de Çin ordusunun geri çekilmesiyle son bulmuştur. Çin ordusu geri çekilene kadar halkının savaşması için onları zorlamış, sivillerin büyük kısmını “güvenli bölgeye” taşımamış ve halkının elindeki birçok değerli eşya ve gıda ürünlerini çalmıştır. Çin sivilleri Japon ordusunun, yenilen Çin ordusuna iyi davranacağına dair bir düşünceye inanmış; fakat bu düşüncenin büyük bir aldatmaca olduğunu, 13 Aralık 1937 günü Japon askerleri şehre girdiğinde anlamışlardır. Ve katliam başlamıştır.

Kendilerine yağma ve tecavüz hakkı verilen Japon askerler, sokakta teslim olmaya çoktan hazır olan silahsız askerleri bir araya toplayıp kurşuna dizerek, öldürüyordu. Birçok sivil, asker olduğu düşünülerek amaçsızca katlediliyordu. Sokaklarda koşan insanlar suçlu oldukları düşünülerek hiç düşünmeden öldürülebiliyordu. Sokak araları ve ana caddeler cesetlerle doluydu. Öyle ki, kendilerine hiçbir şekilde zarar vermeyecek olan yaşlı insanlar bile hiç düşünmeden öldürülüp sokağa atılmıştı. Ele geçen askerler ya da Japonlar tarafından tutuklu ilan edilenler şehrin büyük nehrinin önünde sırayla kuşuna dizilip ya da sopalarla dövülerek öldürülüp, nehrin akıntısına bırakılıyordu. Bu şekilde öldürülen savaş tutsaklarının sayısı 55.000’den fazlaydı.

Dönemin tirajı yüksek Japon gazetelerinden birisi olan “Tokyo Nichi Nichi Shimbun” gazetesinin başlığı bile o dönem yapılan katliamın boyutlarını gözler önüne seriyordu “100 Çinliyi kılıçla öldürme yarışması”. Yarışma kuralları Japonlara göre basitti. Yarışmaya katılan 2 Japon askeri, ellerine aldıkları katana kılıçlarıyla önlerine sıralanmış Çinli esirleri aynı anda öldürmeye başlıyor ve 10 dakika içinde hangisi daha fazla esiri öldürürse, yarışmayı o kazanıyordu. Japon gazeteleri, bu yarışmayı büyük bir zevkle halkına duyuruyordu.

Katliamın Bilançosu

Bu katliam, Japonların şehri terk ettiği 1938 yılının Ocak ayının sonuna kadar devam etmiştir. 6 haftalık katliamın bilançosu, 300 binden fazla ölü, 100 binden fazla yaralı ve 20 binden fazla tecavüz edilmiş ve öldürülmüş kadındı olmuştur. Bunlarında dışında katliama ait deliller Nanjing Datusha’daki müzede bulunmaktadır.

Bu savaş Çin’de sömürge çıkarlarına sahip Batı Dünyası’nın da desteğini alarak uzatılmıştır. Kuomintang lideri Çan Kay Şek, bir yandan Japonların ilerlemesini önlemeye çalışırken diğer yandan da komünistlerin kökünü kazımaya çalışmıştır. Bu savaşlarda Japon ordusunun göz yaşartıcı gazı midori (yeşil), hapşırmacı gazı aka (kırmızı) ve hardal gazının kullanılmıştır.

Katliamın Sorumluları Yargılanmalı

2. Dünya Savaşı bittikten sonra, bu katliamın sorumlularından biri olan General Tani, Savaş Suçları Mahkemesinde yargılanmıştır. Bu katliama karışan General Matsui Savaş Suçları Mahkemesinden önce tutuklanmıştı. Katliama karışan diğer isimlerden Prens Kan’in 1945’ten önce ölmüş, Isamu Cho, Okinawa Savunması sırasında intihar etmiş, Prens Asaka ise, Japon İmparatorluk Ailesinin bir üyesi olduğu için “dokunulmazlık” hakkından faydalanarak, yargılamadan muaf tutulmuştur.