Soykırım Tarihi: Almanların Namibya Katliamı (Bölüm 1)

Namibya, geçmişte coğrafi özellikler ve birçok değerli maden kaynakları sebebiyle başka ülkeler tarafından fark edilmiştir. Her zaman dış ülkelerin gözünde olan bu ülkede 17.yy’a kadar yerleşim olmamıştır. Yerlileri ise Ovembo, Herero, Nama ve Orlam kabileleri olmuştur.

20. Yüzyılın İlk Soykırımı Olan Namibya Soykırımının Başlaması

Almanlar bölgede bulunan altın, zümrüt ve diğer madenleri elde etmek için harekete geçmişlerdir. 1885 yıllında sayıca fazla olmayan belirli bir Alman topluluk bölgeye adımını atmıştır. Diğer kabilelere karşı Herero kabilesini kışkırtmak için anlaşmalar düzenlemişlerdir. Bu anlaşmaları kabul etmeyen Herero kabilesine karşılık Almanlar küçük bir askeri birlik getirip oradaki yerlilere zorla anlaşma imzalatmışlardı

O zamanlarda Namibya’da yaşayan yerliler hayvancılıkla geçimlerini sağlıyorlardı. Almanlar Avrupa’dan geldiklerinde kendileriyle beraber çeşitli hastalık ve salgınları da getirmişlerdi. Bir süre sonra tüm hayvanlarını kaybeden Namibya yerlileri mecburi olarak Almanların yanında çalışmaya başlamışlardır. (tam da Almanların istediği gibi.) Almanlar bu yerli halkın sefalet içinde olduğunu gördüklerinde Avrupa’dan borç karşılığında ihtiyaçlarını karşılamış ve zamanı geldiğinde misliyle almıştır. Borcunu vermeyenlerin de topraklarına el koymuştur.

Ölümler ve Amansızca Katledilen Halk

Zamanla köleleştirilen yerliler bu duruma dayanamamış isyan çıkartmıştır. İlk isyan edenleriyse Nama kabilesidir. 12 ocak 1904 tarihinde de Herero kabilesi isyan etmiştir. Almanlar bu duruma karşılık olarak General Lothar van Trotha’yı göndermiştir. Almanlar ve yerliler arasında yaşanan Waterberg savaşından sonra yerliler çöle sürülmüş açlık ve susuzlukla boğuşmuştur. Birçoğu kaçmış birçoğu kaçarken öldürülmüştür.

O zamanlar yaşamış ve o bölgede Almanlara kılavuzluk yapmış Jan Cloute anlatıyor: “Waterberg savaşında yenilgiye uğratılan yerlilerin birçoğu erkek, kadın, çocuk demeden katledilerek öldürüldü. Almanlar kaçan diğer yerlilerin peşine düştü. Yakaladıklarını süngülerle öldürdüler. Yerlilerin savaş aleti olmadığından dolayı Almanlara karşılık veremediler.” Demiştir.

Toplama Kampına Gönderilen Yerliler:

Namibya’da yaşanan savaştan sonra hayatta kalan tüm yerliler toplama kamplarına gönderilmiştir. Gönderilenlerin yarısından fazlası çocuklardan ve kadınlardan oluşmaktaydı. Zaten erkeklerin çoğu da silahsız olarak girdiği savaşta ölmüştü. Alman kölesi haline gelen Namibya yerlileri en ağır şartlarda çalıştırılmıştır. Ölü hayvan etleriyle ve çiğ pirinç ile beslenmişlerdir. Yetersiz beslenmeden dolayı yarısından fazlası hayatta kalamamıştır. Toplama kampındaki kadınların birçoğu tecavüze uğramış ve doğan bebekleri ölüme terk edilmiştir. (Köpek Balığı Adası Kampı aralarındaki en canice hazırlanmış kamp olarak tarihe geçmiştir. Hem açlık ve susuzlukla hem de şiddetli rüzgarlara maruz kalıyorlardı.)

Ölen İnsanları Deney İçin Kullanıyorlardı.

Kamplarda ölü bulunan insanların cesetleri bilimsel deney için kullanılıyordu. Hatta Alman zoolog Leopard Schultze kamptaki yerlilerin ölü bedenlerinden parça alınmasına izin verdiğini açıklamıştır. Almanya’ya gönderilen 300 den fazla Namibya’lı insanın kafatası 2011’de yapılan anlaşmayla Namibya’ya geri gönderilip defnedilmiştir.

Toplam Kaç Kişi Bu Soykırıma Maruz Kalıp Hayatını Kaybetti?

Tarihçilerin yaptığı açıklamaya göre 100.000 Namibya yerlisi bu soykırımda vahşice öldürülmüş veya ölüme terk edilmiştir. Bu soykırımı da 19.000 alman askerinin yaptığı söylenmektedir. Birleşmiş Milletler Whitaker raporu baz alınarak 65.000 Herero (Nüfusun %80’i) ve 10.000 Nama’lının (Nüfusun %50’sinin) 1904 ve 1907 yılları arasında katledildiği veya ölüme terk edildiği söylenmiştir. Çoğu kaynakta 100.000’i geçik insan katlettikleri yazmaktadır…

Yapılan Soykırıma Verilen Tepkiler:

Olayların ardından Almanya Valisi Theodor Leutwein, Almanya Başbakanı Bernhard von Bülow’a mektup yollamıştır. Yolladığı mektupta yapılan bu soykırımın, Hristiyanlık ilkesine sığmadığını ve canice olduğunu bildirmiştir. Başbakan da bu mesajı dönemin imparatoru olan II. Wilhelm’e iletmiştir.

Bu kadar soykırım yapmalarına rağmen 1915 yılındaki savaşta Versay Anlaşmasıyla Namibya topraklarını Güney Afrika’ya vermişlerdir. 1990 yılında da Namibya bağımsızlığın ilan etmiştir. Tüm bu kanıtlanmış soykırımlara rağmen Avrupalı ülkelerin Türkiye’yi soykırımcı ve barbar olarak görmeleri gülünç bir manzaradır…