Sokullu’nun Hayata Geçirilemeyen ‘Çılgın’ Kanal Projeleri

Osmanlı Devleti, Karadeniz ve Akdeniz’de Avrupalı düşmanlarıyla giriştiği deniz muharebelerinde önemli bir üstünlük elde etmişti; fakat Hint bölgeleri ve Arap Yarımadası özellikle Portekizli yağmacıların tehdidi altında bulunuyordu.

Bu bölge üzerinde Osmanlı’nın kontrol sağlamak istemesinin tek sebebi ekonomik ve siyasi sebepler değildi. Medine bölgesinde bulunan Hazreti Muhammed’in naaşı ve Mekke’de bulunan Kabe ciddi bir tehdit altındaydı. Haçlı işgalleri sırasında Hazreti Muhammed’in na’şının çalınması tehdidine karşı Ünlü Türk Komutan Nureddin Zengi mezarın etrafını kurşunla kaplamıştı. Oysa henüz Yavuz Sultan Selim döneminde Amiral Alfonso d’Albuquerque’nun korkunç planı Osmanlı Sarayı’nı dehşete düşürmüştü.

Buna göre Cidde bölgesi işgal edilerek Hazreti Muhammed’in naaşı kaçırılarak Vatikan’a götürülecekti. Amiral Alfonso d’Albuquerque yaklaşık 7 sene boyunca sessiz ve derinden sürdürdüğü planını hayata geçirmek 1517 yılında Cidde bölgesine doğru şiddetli bir saldırı başlattı. Mekke ve Medine bölgesinin önünde tek ve son kale olan Cidde’nin düşmesi durumunda ne Kabe’yi ne de Hazreti Muhammed’in kabrini koruyabilecek başka bir güç olmayacaktı.

Uzun yıllar üzerine çalışılmış planını hayata geçirmek üzere bölgeye gelen Amiral Alfonso d’Albuquerque, bir yıldırım harekatıyla çok kısa bir süre içinde bölgeyi işgal ederek Kabe’yi yıkıp ardından Medine’ye geçerek Hazreti Peygamberin na’şını çalacaktı. Mısır üzerinden herhangi bir kanal olmaması sebebiyle Osmanlı donanmasının bölgeye Kızıldeniz üzerinden ulaşmasının imkanı yoktu. Amiral Alfonso d’Albuquerque’nun geliştirdiği planda Avrupalıların hesaplayamadığı nokta ise Arapların bu direniş sırasında Osmanlı askerleri ile iş birliğine gitmesi oldu.

Sınırlı sayıdaki Osmanlı askeri yerel halkın da direnişe destek vermesiyle Cidde bölgesinin Avrupalıların eline geçmesini engelledi. Bu sayede Kabe ikinci bir Ebrehe vakasından korunurken Hazreti Muhammed’in na’şının Avrupa’ya kaçırılmasının önüne geçilmiş oldu. Yine de bu korkunç plan Osmanlı’ya ne pahasına olursa olsun donanmasıyla Kızıldeniz’de olması gerektiğini öğretmişti. 1568 yılında Sokullu Paşa’nın ısrarları üzerine İkinci Selim, Mısır Beylerbeyi’ne bölgede bir kanal açmanın maliyetinin ne olacağını soran bir ferman gönderdi. Oysa proje bir şekilde durduruldu ve Osmanlı’nın Avrupalı tehdidine karşı açmak istediği kanal bir Avrupa devleti olan Fransızlara nasip oldu.

Süveyş kanalı

Çılgın Kanal Projesi “Don Volga” Sokullu’nun itibarını sıfırladı

Sokullu Mehmed Paşa yine 1568 yılında Don ve Volga Nehirlerinin aktığı bölgede bir kanal inşa edilmesi için harekete geçti.

Bunun en önemli amacı Türkistan bölgesindeki Türkleri Ruslara karşı korumak ve Karadeniz’in güvenliğini teminat altına almaktı; fakat Sokullu Mehmet Paşa’nın, iç siyasette kendisine karşı oluşan tepkiyi göremeyerek böyle büyük bir projeye kalkışması ise rakiplerinin beklediği fırsattı.

Onlara göre Volga bölgesinin fethi mümkün değildi ve Osmanlı askeri bölgede telef olacaktı.

don volga kanalı

Nitekim, Sokullu geri adım atacak bir devlet adamı değildi. Hanlıklar arasındaki iktidar mücadelesini önemsemeden Kasım Paşa komutasında büyük bir orduyu kanalın inşa edilebilmesi için Volga bölgesine gönderdi. Yaklaşık bir sene süren sefer başarısız oldu ve Osmanlı ordusu büyük kayıplar vererek geri çekildi. Ordunun yarısından azı geri dönebilmişti ve kayıpların çoğu savaşta değil, coğrafi olumsuzluklar sebebiyle gerçekleşmişti.

Bu da Sokullu’nun kanal projesinin lanetli bir girişim olarak ele alınmasına sebep olacak ve Süveyş Kanalı projesinin de durdurulmasına dolaylı yoldan sebep olacaktı. Bu olaydan kısa bir süre sonra Rusların Karadeniz’deki üstünlükleri artarken İran’da oyuna dahil olarak Osmanlı’nın Türkistan bölgesindeki etkinliğinin kırılmasına sebep olacaktı.

Marmara Kanalı Projesi

Osmanlı’nın başta en önemli enerji kaynağı olan kereste ihtiyacı İzmit ve civarından temin ediliyordu; fakat böylesi yükte ağır kaynakları İstanbul’a ve bölge coğrafyaya taşımak büyük sorunlar ortaya çıkarıyordu. Sokullu Mehmed Paşa, Anadolu’nun kuzeybatısında bulunan Sapanca-İzmit körfezi üzerinden bir bağlantı yolu inşa ederek kerestelerin Marmara Denizi üzerinden İstanbul’a ulaştırılmasını hedeflemişti.

Projenin hayata geçirilmesi için görev ilk olarak Osmanlı’nın en büyük mimarlarından biri olarak kabul edilen Mimar Sinan’a tevdi edilmişti. Mimar Sinan çizdiği projenin hayata geçmesi için hızlıca harekete geçti ve bölgeye gelerek çeşitli keşifler yaptı; ama Mimar Sinan’ın bu projeye neden başlayamadığına dair elimizde ciddi bir kaynak bulunmuyor.

Kanal projesine daha sonraları İkinci Murat, Dördüncü Mehmed, Birinci Mahmud ve Üçüncü Mustafa dönemlerinde tekrar teşebbüs edilmişse de proje tekrar hayata geçirilememiştir.

Hatta İkinci Murat, zamanında projenin başına bizzat Sokullu Mehmed Paşa’nın oğlu Hasan Paşa getirilmişse de bir türlü kanal yapımına başlanmamıştır.

Kaynak: independentturkish