Özgürlük Heykelinin Osmanlı Devletinden Başlayan Enteresan Hikayesi

Özgürlük (Liberty) Adası üzerinde yükselen Özgürlük Heykeli’ni bilmeyenimiz yoktur. 1886’da ABD’nın 100. yılı (10 yıl geç verilmiştir) nedeniyle Fransa tarafından hediye edilen bu heykel, bol elbiseler ile sarınmış, elinde meşale taşıyan, başında 7 kıtayı ve 7 denizi temsil eden 7 dikenli taç olan ve elinde Amerika’nın Bağımsızlık Günü olan 4 Temmuz 1776 tarihinin yazılı olduğu bir kitap olan bir kadını resmetmekle beraber adeta ABD’nın sembolü haline gelmiştir. Bu heykelin ilk başta ABD’ye değil de Mısır’a konumlandırılmasının planlandığını söylesem ne dersiniz ?

Tarih 30 Kasım 1854 yılında Sultan Abdülmecid dönemi, Mısır içişlerinde bağımsız, dışişlerinde Osmanlı Sultanlığına bağlı bir eyalettir. Kısacası Mısır o dönemlerde Osmanlı toprağıdır. O dönemde Mısır Hıdivi (valisi) olan Said Paşa, Kızıldeniz ve Akdeniz’i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı projesini hazırlatıp onaylanması için Sultan Abdülmecid’ e sunuyor. Fransa tarafından desteklenen Said Paşa’nın Süveyş Kanalı projesinin önünde de İngiltere bir engel olarak duruyordu. Osmanlı’nın mali gücünün yanı sıra denizlerde ki gücünün de artmasını sağlayacak olan bu kanal, İngilizlerin Akdeniz ve Hindistan’da ki hâkimiyetini de sona erdirebilecekti. Bu durumun farkında olan İngiltere, Sultan Abdülmecid Han’ı projeyi reddetmesi için sürekli baskı altında tutuyordu. Said Paşa, bu sebeple Sultan Abdülmecid’in tasdikini beklemedi. Said Paşa, Abdülmecid’den tasdik gecikince projenin gerçekleşmesi için gerekli şirketin kurulmasını emretti. 30 Kasım’da Fransız mühendis gerekli izni verdi. Fransız sermayesi ile kurulan şirketin hisse senetlerinin tamamı satılınca İngiltere, Osmanlıya baskılarını daha da artırdı.

Sultan Abdülmecid, öldüğünde proje hala onay bekliyordu. Ancak onaylanmasa da ağır aksak ilerlemeye devam ediyordu. İki sene sonra Said Paşa’da aniden öldü. Yerine geçen İsmail Paşa ise İngiliz taraftarıydı. Fakat bu kanalın Mısır için hayati önemini fark etmekte gecikmedi ve işe dört elle sarıldı. Sultan Abdülmecid’in ölümüyle Osmanlı tahtına geçen Sultan Abdülaziz Han’a da İngiliz baskıları devam etti. Ama Sultan Abdülaziz, denizciliğe önem verdiği için zaten başlamış olan proje için gerekli onayı hemen verdi. Bununla da kalmayıp, Mısır’ın kanal için yaptığı dış borçları devlet garantisi altın alarak, kanal şirketi hisselerine de bizzat kendisi oldukça yüklü paralar yatırdı.

Said Paşa ile kanalın mühendisi Ferdinand de Lesseps arasında 1854’de yapılan anlaşma maddelerinde Süveyş Kanalı’nın Akdeniz’e açılan sahillerinde bulunan Portsaid şehri limanına dikilecek olan dev bir kadın heykeli projesi de vardı. Bu heykel hem Osmanlı’yı hem de Mısır’ı temsil edecekti. Mısır’ı temsilen firavunlar dönemi kıyafetlerini giymiş kadın heykelinin başında; 7 kıta ve 7 denizi simgeleyen 7 sivri uçlu bir taç olacaktı. Heykelin elinde bir meşale olacaktı. Abdülaziz Han, heykelin yüzünün batıya dönük olmasını istedi. Çünkü elinde ki ışığı doğudan batıya götürdüğünü ışığın, medeniyetin, uygarlığın, doğudan yükselip batıyı aydınlattığını simgelemesini istiyordu.

Parası bizzat Sultan Abdülaziz Han, tarafından ödenen heykelin siparişi, Fransa’nın ünlü heykeltıraşlardan Frederic Augusta Barthaldi’ye verildi. Heykele de Singer dikiş makinelerinin kurucusu Isaac Sınger’in dul eşi Isabelle Eugenie Boyer modellik etti.

Frederic Augusta Borthaldi, heykelin bakır ve çelikten oluşan iskeletini Paris’te Eiffel Kulesi’ni yapan Gustave Eiffel ile birlikte tamamladı. Heykel tamamlandı ama konulduğu yer Mısır olmadı. Said Paşa’nın sipariş ettiği parası Osmanlı hazinesinden çıkan bu heykeli, Kavalalı soyundan gelen yeni vali İsmail Paşa, Müslüman bir ülkede kadın heykelinin yerel huzursuzluk çıkaracağı endişesiyle istemedi. “Asya’nın Işığı” bu karar üzerine Fransa’da ki bir depoda yapayalnız, akıbetini beklemeye başladı.

O yıllar Amerika ile Fransa’nın dostluk yıllarıydı. Karşılıklı hediyeleşmeler sırasında Fransız – Amerikan Dostluk Gurubunun Başkanı Edouard René Lefebvre de Laboulaye’den Fransız hükümetine “Amerika’ya bir heykel hediye edilsin“ teklifi geldi. İkna olan Fransız hükümeti, bu heykel için Frederic Bortholdi’yi görevlendirdi. Bortholdi’nin eseri zaten hazırdı. Fransa hükümetinden gelen talimata göre heykel, sol elinde bir kitap tutacak, sağ elinde de “Dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü olan meşale” olacaktı. Yani nerdeyse Fransa tarafından istenen heykel, Mısır için hazırlanan heykelin ta kendisiydi. Bortholdi, heykelin yüzünü tamamen değiştirerek annesi Charlotte’nin yüzünü işledi ve heykel kuruluşunun 100.yılı münasebetiyle Amerika’ya 10 yıl gecikmeyle hediye edildi. Heykeltıraş heykeli, 350 parçaya bölerek Isere adında ki bir Fransız gemisiyle özgürlük adasına taşıdı. Bortholdi, kaidesini Richard Morris Hunt’un hazırladığı, Newyork kentinin liman girişindeki Özgürlük Adası olarak adlandırılan yere, dört ay gibi sürede monte edildi ve 28 Ekim 1886 yılında açılışı yapıldı.