Osmanlı’nın FBI’ı Yıldız Teşkilatı

3 kişi birlikte dolaşıyorsunuz diye şüphe çekebilir tutuklanabilirsiniz. Ya padişaha karşı çıkmak haşa ! Konumuz II. Abdülhamit’in kurduğu Yıldız İstihbarat Teşkilatı…

Aslında her şey tahtan indirilen Sultan Abdülaziz’in 4 Haziran 1876’da şüpheli bir şekilde intihar etmesi ile başladı. Şüpheli diyorum çünkü günümüzde bir çok tarihçi bu ölümün intihar değil cinayet olduğunu savunmaktadır. Hatta otopsisinin bile göstermelik yapıldığını düşünülmektedir. Sultan Abdülaziz’den sonra tahta geçen V. Murat’ta bir takım sıkıntılı davranışlar gösteriyordu o yüzden başta Mithat Paşa olmak üzere devreye girenler onu tahtan uzaklaştırdı ve böylece Abdülhamit tahta çıkarıldı.

Tabi o dönemlerde memleket dış tehditlerin altında kaynıyordu yetmezmiş gibi bir de iç tehditlerle uğraşılıyordu işte tam da bu nokta da devreye bir hafiye teşkilatı girdi Yıldız İstihbarat teşkilatı Bu teşkilat Sultan Abdülhamit’in devlet idaresini elinde daha iyi tutabilmesi için oluşturduğu bir yapıydı ve ilk icraati de tabi ki devrik padişah olacaktı. V. Murat tahtan indirildiğinden beri Çırağan sarayında gözetim altında tutuluyordu ve bu durum ilginçtir ki masonları oldukça rahatsız ediyordu çünkü V. Murat 33. dereceden bir masondu. Profesör İsmail Hakkı Uzun Çarşılı’nın belirttiğine göre masonlar V. Murat’ı o süreçte kurtarmaya çalıştılar. Tabi ki Yıldız teşkilatı da boş durmuyor onların tüm faaliyetlerini izliyordu ve nihayet 20 Mayıs 1878′ de harekete geçildi. Ali Suavi’nin başını çektiği ekip kayıklarla Çırağan Sarayına çıktı ve burada büyük bir çatışma yaşandı çünkü Yıldız Teşkilatı her şeyi öğrenmişti ve gerekli birlikler oraya çoktan sevk edilmişti. Bahsettiğimiz çatışma sırasında yedi sekiz Hasan Paşa Ali Suavi’nin kafasına odunla vurarak öldürmüştü ve böylece çıkabilecek büyük bir isyanın önüne çoktan geçilmişti.

Peki bu teşkilatın adı neden Yıldız’dı ? Teşkilat adını Abdülhamit’in kaldığı Yıldız Sarayından almaktadır ayrıca Abdülhamit olan biten her şeyi Yıldız Sarayından bizzat yönetti. Yıldız teşkilatı bir çok şey yapıyordu mesela padişahı eleştiren kitapların ve gazetelerin denetimini ve takibini sağlıyordu ya da şüpheli gördüğü herhangi birini tutuklatabiliyordu. Hani ” 3 kişi dolaşmayalım çeteye girer ” ifadesi vardır ya işte bu Abdülhamit’in Yıldız Teşkilatı için kullanılmış ve bugünlere kadar gelmiş bir söz, gerçekten de o zamanlar 3 kişi dolaşmak sizi tutuklatabiliyordu.

Teşkilatta çalışanlara özel bir eğitim veriliyor muydu ? Kaç kişilerdi ? bilinmiyordu yani bunlara dair tam bir bilgi yoktu. Bu yüzden de halk herkesten şüpheleniyordu. Teşkilat çalışanları aldıkları maaşlar dışında sadakat derecelerine göre ikramlar, rütbeler, köşkler ve konaklar veriliyordu. Düşünün ki paşa rütbesinde bile hafiyeler vardı
bunların yaşadıkları konaklarda neredeyse küçük bir saray halini almıştı. Muhafızların başlarında ki kişiler en cahil fakat en kuvvetli insanlardan oluşuyordu örneğin Musir Tahir Paşa, Tahir Paşa imzasını bile atamazdı ama Sultan’ın kendisi gibi güçlü kayıkçılardan, kaldırımcılardan ve hamallardan oluşan muhafız kıtalarının heyetini temsil ediyordu bu muhafızlara “Tüfekçiler” deniliyordu.Ayda 10 liran 25 liraya kadar da maaş alıyorlardı ve içlerinde çok az Türk vardı.

Yöntem olarak takibi kullanıyorlardı çünkü Yıldız Teşkilatının net bir istihbarat ağı yoktu. Padişaha karşı oluşabilecek şikayeti duydukları zaman direk olarak ihbar mekanizması devreye giriyordu. Teşkilatın gerçekleştirdiği operasyonlar yalnızca İmparatorluk sınırlarını değil Avrupa’da Abdülhamit’e karşı gruplanan Jön Türkler’in bulunduğu Paris, Londra, Brüksel gibi şehirleri de kapsıyordu. Teşkilat iç muhalefete adeta göz açtırmıyordu örneğin Abdülhamit’e karşı olan Namık Kemal gibi isimler yurt dışına çıkmak zorunda kalıyordu ve yayınlarına yurt dışında devam etmek zorunda kalıyordu. Yıldız Teşkilatına yakalanmaktan korkan Abdülhamit karşıtları özellikle İttihat ve Terakki farklı yöntemlerle çalışıyordu, bunlardan biri resmi evrakların tutulmamasıydı işte patates baskısını kağıtta kullanma o dönemin ürünüdür. Zamanla ispiyonlama o kadar artmıştı ki suçsuz olanlarda zarar görüyordu. Dükkanlara girerek ürünlerin arasına gazete vb. şeyleri koyarak insanları ispiyonluyorlardı. Teşkilat orduyu sıkı denetime almıştı akşamları bütün ordu ve askeri mektepler ” Padişah Çok Yaşa ” diye bağıracaklardı. Mesela yeterince bağırmazsanız canı gönülden söylemiyor diye ispiyonlanabilir başınız büyük belaya girebilirdi. Bu dönemde teşkilat tarafından şüpheli görülen kitaplar yakılırdı böyle böyle derken Yıldız Teşkilatının yaptığı bu davranışlar Abdülhamit’e karşı büyük bir nefret beslenmesine neden oldu. Peki istihbarat tarihimizin başlangıcı sayılabilecek bu teşkilatın akıbeti ne oldu ? 31 Mart ayaklanması sonrasında İstanbul’a giren harekat ordusu sonrası Sultan Abdülhamit tahttan indirildi tabi bu Yıldız Teşkilatının da sonu oldu fakat teşkilatın bıraktığı iz daha sonraları kurulacak olan teşkilatların da fikir babası oldu.