Mete Han’ın Babası Teoman’dan Aldığı İntikam

Mete Han; Asya Hun Devleti’nin (tarihteki ilk Türk devleti) kurucusu Teoman’ın oğlu olmakla birlikte, tahtta kaldığı 35 yıl boyunca yürüttüğü akılcı politikalar ve kazandığı büyük savaşlar sayesinde Hunlara en parlak dönemini yaşattı. Doğduğu yer bilinmemektedir. Çin kaynaklarında kendisinden “Mao-Tun” ismiyle bahsediliyor. Bunun yanı sıra Oğuz Kağan Destanı’nda geçen “Oğuz Han” onunla özdeşleştirilmiş ve Mete Han Türklerin ulu atası olarak kabul edilmiştir.

Teoman’ın ilk eşi Ulu Hatun’dan doğması sebebiyle ikinci eş Yen-Sih (Çin Prensesi) onun veliahtlığını tanımıyor ve kendi oğlunun tahta çıkabilmesi için türlü türlü planlar yapıyordu. Sürekli Mete’ye karşı dolduruşa getiriyordu kocasını. Hükümdar kendisinden sonra devleti yönetmesi gereken kişinin kesinlikle küçük oğlu olduğuna ikna edilince, Mete’yi Yüe-çiler’e rehin olarak gönderdi. Ancak bu şekilde bertaraf edebilirdi onu. Ama Mete mücadelesini hiçbir zaman bırakmadı ve pes etmeyi bir an bile olsun aklından geçirmedi. Üvey annesinin eliyle kurulan bu tuzağa kendi öz babası tarafından nasıl haince düşürüldüğünü de asla unutmadı.Zekasını ve yeteneklerini kullanarak Yüe-çiler’den kurtulmayı başardı. Hiç vakit kaybetmeden ülkesine döndü. Cesareti herkesi çok etkilemiş, ünü dört bir tarafa yayılmıştı. Teoman ise olanlar karşısında hem şaşkın hem de oğlunun bu kahramanlığından dolayı memnundu. Takdir ediyordu azmini. Bu nedenle 10 bin kişilik bir orduyu hiç tereddüt etmeden Mete’nin emrine verdi. Ama bunu yaparken kendi sonunu hazırladığını henüz bilmiyordu. O sırada tüm yaşananları unutmuş gibi davranan Mete, adım adım hedefine doğru ilerliyordu.İlk olarak tarihte “ıslıklı ok” adıyla bilinen oku icat etti. Ordusunu demir gibi bir disiplinle yetiştiriyor, ıslıklı oku hangi hedefe çevirirse çevirsin vurmalarını emrediyordu. Bir gün yine askerleriyle talim yaparken, bu sefer ıslıklı okun yönü Mete’nin en sevdiği atına doğru döndü. Herkes şaşkınlık içerisindeydi. Ne yapmaları gerektiğini idrak edemiyorlardı. Koskoca Mete Han’ın en sevdiği atını nasıl vurabilirlerdi ki? İşte tam o anda aldıkları disipline uyarak atı vuranlar hayatta kalmayı başardı. Tereddüt edip geride duranlar ise anında öldürüldüler. Mete bu şekilde keskin bir itaatle kendine bağlıyordu askerlerini. Uzun ve zorlu bir eğitim sürecinin ardından hem ordusu hem de kendisi hazırdı artık. Güveniyordu adamlarına. Kafasındaki büyük planı hayata geçirebilmek için önündeki bütün engelleri kaldırmıştı.

Yıllardır beklediği o anın geldiğini anladığında, ıslıklı okun yönünü babasına doğru çevirdi. Demir disipliniyle yetişen askerleri bu sefer en ufak bir tereddüt dahi göstermeden tek bir hamleyle Teoman’ı öldürdüler. Ardından üvey anne Yen-Sih ve küçük kardeş de payına düşeni aldı bu intikamdan. Mete Han Asya Hun Devleti’nin tek gerçek hükümdarı olmuştu. Kimsenin gücü yetmeyecekti onu durdurmaya. Bundan sonraki yegane amacı ise devletini büyük bir imparatorluğa dönüştürmekti.

İlk olarak sürekli toprak talebinde bulunan Tung-hular’ı, ardından da esirlik döneminden çok iyi tanıdığı Yüe-çiler’i mağlup etti. Sonra Orta Asya’da dağınık halde bulunan bütün Türk kavimlerini tek bir bayrak altında toplayarak tarihteki ilk Türk siyasi birliğini sağladı. Kısa süre sonra Çin seferine çıktı. Çin Seddi’ni aşarak burada da galip gelmesinin ardından Çin’i vergiye bağladı. Ama halkının asimile olmasından çekindiği için asla oraya yerleşilmesine izin vermedi.

Hun İmparatorluğu; doğuda Japon Denizi’ne, batıda Aral Gölü’ne, güneyde Tibet’e, kuzeyde Sibirya’ya kadar dayanarak en geniş sınırlarına ulaştı onun döneminde. Bunun yanı sıra Mete teşkilatçılığı ile de dikkat çekerek ordusunu 10’lu birliklere ayırdı ve günümüzde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın kullandığı onlu sistemi oluşturdu. Bu nedenle tahta çıktığı M.Ö.209 tarihi, Türk Kara Kuvvetleri’nin kuruluş tarihi olarak kabul edilir.

 – Mete Han zamanında Hun Devleti, daha sonraki Türk devletlerine temel oluşturan, sivil ve askeri teşkilata, siyasi prensiplere kültür ve sanat değerlerine sahip bir devlet haline geldi.

Mete Han askeri ve idari alanda güçlü bir devlet kurup Türk dünyasında birliği sağlamıştır. Çin’e sefer düzenleyip vergiye bağlamış ve İpek Yolu‘nu kontrol altına almıştır.
Mete Han, Orta Asya’daki Türk boylarını ilk kez bir bayrak altında toplamıştır.
Mete’nin ölümünden sonra zayıflayan Hunlar parçalanmış, bir bölümü Çin’in egemenliği altına girmiş, bir bölümü de batıya göç etmiştir. Batıya göç eden Hunlar Karadeniz’in kuzeyindeki toplulukları Avrupa içlerine sürmüşlerdir. Bu gelişme Kavimler Göçü‘ne neden olmuştur.
Popüler bir rivayete göre Mete Han yine Çinliler ile savaş halindedir ve Çin ordusuna göz atmak için veziri ile birlikte yüksek bir tepeye çıkarlar. Metehan Ordu’ya bir bakar ki Çin ordusu sayıca Türk Ordusu’ndan kat be kat fazladır. Bunun üzerine düşünceli bir hale bürünür. Veziri Metehan’ın geri çekileceğini düşünerek “Bu kadar Askerle nasıl baş edeceğimizi mi düşünüyorsunuz Efendim ” diye sorar.
Metehan tarihe geçecek o sözü söyler “Hayır Bu kadar Çinli’yi nereye gömeceğimi düşünüyorum“