Mayalar Yanılmadı 21 Aralık 2012 Doğruydu ve Biz Yanlış Yorumladık !

Arkeolojik bir kazıda bulunan mayatakvimlerinden bir tanesi zaman olarak 7 yıl önce yani 21 Aralık 2012 günü sona eriyordu. Uzun araştırma ve çalışmaların sonucunda neredeyse tüm arkeologlar ve bilim insanları aynı kanıya varmış ve takvimin 21 Aralık 2012 tarihinde sonaerdiğini, bu durumun da maya inanışında kıyamet günü olarak değerlendirildiğini açıklamıştı. Belirtilen tarihten aylar önce yapılan bu açıklamadan sonra neredeyse tüm dünyada 21 Aralık’ta kıyamet kopacak görüşü hakim olmuş, hatta bir rivayete göre olası kıyamet senaryosunda Şirince köyünde bulunanlar kurtulacak diye belirtilmişti. Kıyametin kopma sebebi olarak her ne kadar da NASA‘nın böyle bir şey yok paniğe kapılmayın uyarıları yayınlansa da dünyaya çarpacak olan büyük bir gök taşı olduğu söylentileri hızla yayılıyordu.Tüm bu gelişmeler ışığında adım adım takvimler 21 Aralık 2012’yi gösterdi. Fakat konuşulduğu gibi dünyaya ne bir göktaşı çarptı nede başka bir doğal afet yada büyük felaket oldu. Belirtilen tarihin ertesi gününde herkes aynı şeyi söylüyordu; ”Mayalar yanıldı…” Ama bir grup arkeolog ve dil bilimciye göre mayalar yanılmamıştı !!! Dünya’nın en iyi dil bilimcileri ve arkeologları yıllardır bir şey üzerinde çalışıyorlardı ve bu çalışma insanlık tarihi için çok ama çok önemli olan Sümer Tabletleri idi. Toplamda 22 binin üzerinde ve 6000 yıllık olan Sümer tabletleri ilk olarak 1849 yılında Irak’ta İngiliz arkeolog Austin Henry Layard tarafından keşfedildi. Keşfin ardından yüzlerce arkeolog ve dil bilimci büyük devletlerin desteğini de arkasına alarak tabletler üzerinde yoğun bir çalışma başlattı. Yaklaşık 150 yıl süren ve binlerce arkeolog ve dil bilimcinin çalışmalarının ardından alfabe çözüldü ve günümüz diline çevrildi. 1976 yılında Zecharia Sitchin tam otuz yılını vererek hazırladığı ilk “Sümer Tabletleri Çevirileri”ni bir kitap halinde yayımladı. Daha sonra farklı dil bilimciler de çevirilerini yayımladılar. Zecharia’nın çevirisi ile diğerlerininki arasında küçük farklılıklar bulunmakla beraber genel olarak hikaye aynıydı.Alfabesi çözümlenen ve çevirisi tamamlanan Sümer Tabletleri’ne göre insanoğlu, güneş sisteminin dışında bulunan gezegen olan Nibiru’dan Dünya’ya gelen uygar halk tarafından genetik mühendislikle kendi soyları ve maymunların kırmasından oluşturulmuştu. bunun sorgulanmaması gerektiğini, kimileri ise bu bilgilerin doğru olduğunu evrim teorisinin de bu tabletlerde anlatılanlar ile bağdaştığını savundu. Fakat hem fikir oldukları bir konu vardı. En eski
kutsal kitap olan Tevrat’tan bile 3000 yıl önce yazılmış olan Sümer Tabletleri’nde tüm kutsal
kitaplarda yer alan hikayelerin detayları ile anlatılmış olması oldukça ilginçti.

Yukarıdakilerin 21 Aralık ve Mayalar ile ne ilgisi var diye düşüneceksiniz. Aslında çok ilgisi var, çünkü yukarıdaki bilgiler aktarmadan 21 Aralık’ta biten takvimi anlatmamız mümkün değildi.Mayalar’dan kalan arkeolojik bilgiler Mayalar’ın o zamanlarda astronomi ve uzay bilimleri alanında çok ileri bilgilere sahip olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Hatta öyleki güneş sistemimizdeki tüm gezegenleri o zamanlarda gözlemlemişler, bir güneş sistemi haritası çıkarmışlar ve ilginçtirki gezegenlerin büyüklüklerini bile hesaplayabilmişlerdir. Hatta daha da ileri giderek güneş sistemimizde olmayan fakat belirli döngülerde güneş
sistemimizin içinden geçen bir gezegeni keşfetmişler ve o gezegen hakkında oldukça ilginç bilgiler yazmışlardır.Mayalar’ın güneş sistemi notlarına göre sistem dışından gelen bir gezegen güneş sisteminden geçerken bazı gezegenlerin yörüngesini bozmuş, yakın komşumuz olan gezegen olan Mars’ın da atmosferini yok etmişti. ( 6000 yıl önce yazılan Sümer tabletlerinde bu konudan açıkça bahsedilmiştir. Geçtiğimiz yıllarda NASA tarafından Mars’a gönderilen insansız aracın verilerine göre de çok eski zamanlarda Mars’ta atmosfer
olduğu ve belirlenemeyen bir sebepten aniden yok olduğu bilgisine ulaşılmıştır.)Güneş sistemimizin dışından gelen bu gezegene Sümerler Nibiru adını vermiştir. Astronomi alanında oldukça iyi olan Mayalar’da bu gezegeni gözlemleyerek not tutmuştur. Birbirinden çok uzak bölgelerde yaşamış olan ve aralarında neredeyse 3000 yıl olan iki medeniyetin verdiği bilgiler neredeyse birbirinin aynısıdır. Mayalar üstün astronomi bilgisi ile bir yılın 365 gün olduğunu hesaplamışlar, bir seneyi de 12 ay olarak belirlemişlerdir. Takvimlerini de bu zaman döngüsüne göre hazırlamış oldukları görülmektedir. Hazırladıkları takvim binlerce yıl hiç sapma olmadan doğru göstermiş ve 21 Aralık 2012 tarihine kadar gün ay ve yıl bilgisini doğru olarak aktarmıştır. Gök bilimciler, arkeologlar ve dil bilimciler yıllar boyu takvimin neden 21 Aralık günü bittiğini araştırdılar. Bu durumu yıllarca kıyamet senaryosu olarak yorumladılar fakat Bunun farkına bir kaç yıl önce varıldı. Düzenli döngü içinde güneş sistemimize giren Nibiru gezegeni binlerce yıl önce güneş sistemimizde büyük
değişiklikler yaparak sistemimizi terk etmişti. Gezegenin izlediği düzenli döngü tam olarak 3600 yıl idi. Bu sonuca ulaşan ve bir takvim hazırlayan Mayalar yaşadıkları tarihten ileri hesaplayarak gezegenin güneş sistemine tekrar gireceği günü 21 Aralık 2012 olarak saptamışlar ve takvimi o
tarihte aniden sonlandırmışlardı. Bu durum onlar için aslında bir kıyamet değil insanlık için yeni bir yaşam döngüsünün başlangıcı idi. Çünkü Nibiru Gezegeni en son güneş sistemine girdiğinde gezegenler ile iletişime geçmiş ve insan ırkını yaratmış, yarattığı insan ırkını Dünya’da bulunan
ve Nibiru gezegeninin atmosferi için önemli olan altını çıkartmakta kullanmıştı. O çağlardan bu yana altın insan ırkı için çok değerlidir. Hiç düşündünüz mü Dünya’da metal maden varken neden sadece altın..? (Bu bilgi ”Sümer Tabletleri Yaradılış” bölümünde detaylı olarak anlatılmıştır.)

İşin ilginci ise NASA 2012 yılı sonunda güneş sisteminin dış çemberinde bir nesne keşfetmiş ve yakın gezegenlerin yörünge sapmalarını da hesaplayarak bahse konu nesnenin yeni bir gezegen olduğunu açıklamış ve gezegenin adını ise X Planet olarak adlandırmıştır. Bu X Planet gezegeni Sümer ve Maya tabletlerinde belirtilen Nibiru gezegenidir ve güneş sistemimize tam olarak 21 Aralık 2012 günü giriş yapmıştır. Yani Mayalar yanılmamıştı, bekledikleri bir kıyamet yada göktaşı değil Nibiru gezegeni idi. Nibiru güneş sistemine girince döngü sıfırlanacak ve güneş sistemi yakın zamanda büyük bir değişime uğrayacaktı.Amerika elde bulunan tüm bilgileri topladı ve bir değerlendirme yaptı. Yapılan değerlendirmenin ardından ilk iş olarak Irak işgali sırasında karargah kurduğu Nasırıye şehrindeki Sümer Zugatı’nı kontrol altına aldı ve çok güçlü ve özellikli X-Ray cihazları ile çalışmalar başlattı. Nasıriye şehri İbrahim peygamberin yaşadığı ve tüm tek tanrılı dinlerin başladığı şehir olan eski Ur şehridir. Bölgeye özel birlikler sevkedildi ve halen yapılan araştırmalar ile ilgili kimseye geniş kapsamlı bilgi verilmemekte.

Dahası var… 2012 yılının ortalarında Suriye’nin Şam kenti yakınlarında antik bir kent ortaya çıkarıldı. Suriye Stonhenge… Suriye Stonhenge olarak adlandırılan yapının tarihi 10.000 yıl öncesine kadar gidiyor. Sümerlerin Ur kenti ile yaklaşık aynı yaştalar. Muhtemelen aynı yıllarda bölgeye yerleşilmiş. Suriye’de çıkan savaştan sonra bölgeye Rus askerleri geldi ve Rusya şehri ve bölgeyi kontrol altına aldı. Halen bölgeye giriş
çıkış yasaktır ve bölgedeki halk tamamen tahliye edilmiştir. Suriye’deki bu şehir Şam’ın Bakha Köyüne yakın bir yer. Ve son olarak karşımıza yine aynı düzende yapılmış çok eski bir tapınak olan, 1995 yılından bu yana araştırılan fakat bir kaç yıl önce aniden dikkatleri üzerine çeken Göbeklitepe Şehri çıkıyor. Diğer iki şehirdeki tapınaktan daha eski fakat yapı olarak aynı özelliklerde olan Göbeklitepe Şehri insanlığa ait bulunan en eski tapınak ünvanını aldı. Şimdi bölgede bulunan üç benzer şehri haritada işaretlediğimiz zaman karşımıza bu
üçgen çıkıyor. Üstelik bu üçgen yüzyıllardır buradaydı ve farketmemiştik. Tesadüfen (!) hepsi de X Planet gezegeni gözlendikten sonra araştırılmaya başlandı ve ortaya çıkarıldı.

Yani karşımıza; hem Sümer hem Maya tabletlerinde bulunan ve tüm dinlerde anlatılan, ilk insanların yaşamaya başladığı bölge olan ve medeniyetin beşiği olarak adlandırılan Mezopotamya çıkıyor !
Üstelik bu üçgen içerisinde kalan Mezopotamya her iki medeniyete ait olan tabletlerde de Nibiru’da yaşayan Anunnaki ırkının Dünya ile temas ettiği ve tekrar geldiğinde temas edeceği bölge olarak bildiriliyor.
NOT: Bu yazılanlar şuanda bilim insanlarının üzerinde tartıştığı bir teoridir. Yani kesinliği ispatlanmış bilgiler değildir.

Kaynak: https://www.bisosyo.com/mayalar-yanilmadi-21-aralik-2012-dogruydu-ve-biz-yanlis-yorumladik/