İsrail’in ABD Gemisini Vurması USS Liberty Olayı

8 Haziran 1967. Daha sonra “Altı Gün Savaşı” adıyla anılacak olan Arap(Mısır, Ürdün, Suriye) – İsrail savaşının 4. günü, saat öğleden sonra iki. İsrail’e bağlı jetler ve hücum botları Mısır açıklarında bulunan ABD casus gemisi USS Liberty’ye saldırdılar. Zırh delici mermi ve napalm bombası kullanmakla kalmadılar, torpidolarla gemiyi batırmaya çalıştılar. Bu beklenmedik saldırı sonucu 34 Amerikalı asker hayatını kaybetti, 171’i yaralandı. Vahşice saldıran İsrailliler, askerler gemiden kaçamasın diye bütün tahliye sandallarını da kurşuna dizdiler.

USS Liberty

Amerika Donanmasına ait USS Liberty, dinleme teçhizatlarıyla dolu bir casus gemisiydi. Kendisini korsanlardan koruyabilmesi için hafif silahlarla donatılmıştı. İsraillilerin giriştiği saldırıya karşılık verebilecek bir donanıma sahip değildi.

Olay bölgesine bir iki gün önce gelmiş olan gemi sakinleri, o günün şafağında İsrail gözlemci uçaklarının tepelerinde uçtuğunu fark etmişlerdi. Güvertede olan mürettebattan bazıları müttefik İsrail’in pilotlarına el sallayarak onları görmekten son derece memnun olduklarını göstermişlerdi, keza pilotlar da el sallayarak karşılık vermişlerdi. Gemi mürettebatı, herhangi bir kuşkuya yer vermemek adına göndere daha büyük bir bayrak çekmişti.

Aslında buna pek ihtiyaçları yoktu; geminin arkasında USS Liberty, baş kısmında ise karakteristik numarası olan GTR 5 yazıyordu. İsrail kuvvetleri bu geminin Amerika’ya ait olduğunu çok iyi biliyorlardı. Zira olaydan önceki akşam da gemiyi tanımlayıcı konuşmalar yapmışlardı.

Neden Oradaydı?

İsrail yönetimi, savaştan önce ABD’ye  komşularıyla savaşmayacağına dair söz vermişti. Ancak 5 Haziran 1967’de ani bir hava saldırısıyla Mısır’a saldırdı.

Saldırıdan önceyse ABD Tel-Aviv Büyükelçiliği’nin telsiz bağlantısını bozmayı ihmal etmediler. USS Liverty’nin görevi ise Mısır’da bulunan Sovyet Rusya birliklerinin hareketlerini takip etmekti. Casus Rus uçaklarının Arap-İsrail savaşında bir rol alıp almayacağını merak ediyorlardı.

Saldırı

Gemide torpidonun açtığı delik

Olay günü saat 13:53’te İsrailli pilotlar merkeze, gördükleri geminin Amerika’ya ait bir gemi olduklarını bildirdiler. Gemi mürettebatı jetleri görmüştü ancak kimse bir saldırı beklemiyordu. Öyle ki, kimi askerler güvertede güneşleniyorlardı. İsrail, saldırı öncesi geminin taktik ve istihbarat frekanslarını engellemişti. Bu frekans bilgileri yalnızca müttefiklerin bileceği şeylerdendi. İsrail planladığı saldırı için hazırdı ve saat 14:00 sularında uçaklardan güverteye mermi yağmaya başladı. Güneşlenen askerlerin çoğu oracıkta hayatlarını kaybettiler. Kimse ne olduğunu anlamamıştı, müttefik uçağından üzerlerine mermi yağıyordu.

Mermilerden sonra sıra napalm bombasına gelmişti. Özellikle geminin baş kısmı bu bombalardan dolayı hasar almıştı. 14:35’te İsrail hücum botları sahneye çıktı bu defa. Botlardan, USS Liberty’ye 5 torpido fırlatıldı, bunlardan yalnızca biri isabet etti ve geminin gövdesinde 11 x 7 metrelik bir delik açıldı.  Tam da bu andan sonra botlardaki askerler ABD askerleri kaçamasın diye tahliye sandallarını kurşunladılar.
Zırh delici mermiler, roketatarlar, bombalar… Gemi delik deşik olmuştu ve hiçbir yer güvenli değildi.Denizcilerden biri, o cehennem ateşi altında hasar gören anteni canı pahasına çalıştırmayı başardı ve gemiden 800 km uzaktaki 6. Filo’ya sinyali ulaştırdı.

“Korkunç Bir Yanlış Anlaşılma”

6. Filo’ya kadar giden sinyaller elbette İsrailliler tarafından da tespit edildi ve bu anda saldırıyı kestiler. Amerika’ya ait jetler havalandığı sırada İsrail, ABD Deniz Ateşesi’ne bunun korkunç bir yanlış anlaşılma olduğunu bildirdi. Bunun üzerine kalkan jetler, gemilerine geri döndüler. USS Liberty, aldığı tüm hasara rağmen 10 derece eğimle de olsa Akdeniz’de ilerlemeyi başarıyordu. Ancak kimse yardıma gelmemiş, kaptan yıldızlardan yön tayini yaparak yolunu bulmaya çalışmaktaydı. Donanma gemileri ancak ertesi gün Liberty’ye ulaşabileceklerdi. Tüm bu olan biten hadiseye Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan İsrail Büyükelçisi de inanamıyordu.

Kaza Olmayabilir

İsrail, korkunç bir kaza olarak nitelemiş olsa da, ABD Başkanı Lyndon Johnson bunun kaza olamayabileceği bilgisini basına sızdırdı. Bunun üzerine İsrail hükümeti, Johnson’ın üzerine topyekûn saldırıya geçti. Hukukçular ve danışmanlardan oluşan bir ordu kurdu. Başkan Johnson, sürmekte olan Vietnam Savaşı’ndan ötürü eleştiri altındaydı ve İsrail bu eleştirileri körükledi. Ayrıca gemi saldırısıyla ilgili haber yapılmasını bir şekilde engellemeyi de başardılar.

İsrail’in Hediyeleri

İsrail her ne kadar başkanı baskı altında tutmayı amaçlasa da, gün geçtikçe bunun işleri çözmeyeceğini gördüler ve strateji değiştirdiler. Artan Vietnam eleştirilerini körüklemekten vazgeçtiler ve sessizliğe gömüldüler. Bu Johnson tarafından memnuniyetle karşılandı, ilk hediye buydu.

Diğer hediye ise daha kıymetliydi. İsrail ordusuna mensup bir komutan, Kızıldeniz’de bulunan Mısır’a ait hava füzesi mevzilerine gitti ve buradan füze, fırlatma rampası, bakım klavuzu gibi gerekli her şeyi aldı ve ardından bunları ABD Büyükelçisi ve ateşesine teslim etti. Bu çok kıymetliydi çünkü bunlar Vietnam’da ABD uçaklarının baş belası olan ekipmanın aynılarıydı.

Bu iki hediye başkanı oldukça memnun etti. Bu memnuniyet olay sonrası hazırlanan raporlara da yansıdı; pek çok kanıt yok sayıldı, hiç bir İsrailli sorgulanmadı. Hatta USS Liberty mürettebatının ifadeleri kayıt altına dahi alınmadı. 20 gün gibi kısa bir sürede rapor hazırlandı. İsrail tarafının hazırladığı rapor da “bir dizi hatadan” kaynaklandığı yönünde ifadeler içeriyordu.

USS Liberty’ye Ne Oldu?

Yaralı mürettebatı gelen donanma gemilerine aktarılan Liberty, Malta Limanı’na çekildi. Geniş kapsamlı bir tadilat gören gemi, yaklaşık 6 haftasını burada geçirdi. 300 Maltalı işçi gece gündüz çalışarak, torpido saldırısının açtığı büyük yarayı dahi kapattılar. Gemiden çıkarılan ve 168 çantadan oluşan vücut parçaları ile parçalanmış ekipman yakılarak imha edildi.

USS Liberty, ABD limanına yanaştığında hiçbir şey olmamışcasına sağlam görünüyordu. Bu da basının geminin başına gelenleri önemsiz göstermesi için harika bir şeydi. Gemi kaptanına tersanede basına kapalı şekilde bir madalya töreni yapıldı. Normalde bu gibi törenler Başkanlık Sarayı’nda yapılır, madalyayı da Başkan kendisi takdim ederdi.

Kazanın ertesi yılı ABD, İsrail’e yaptığı yardım miktarını 4 katına çıkardı ve hâlâ yürürlükte olan karşılıklı istihbaratı öngören gizli antlaşmayı; Stone Ruby’yi imzaladılar. ABD’nin bu saldırıdan zararı 17 milyon dolar kadardı ancak 1980 yılında varılan anlaşmayla İsrail’in 6 milyonluk teklifi kabul edildi. USS Liberty de 100 bin dolar karşılığında hurdaya verildi.