İngilizleri Defalarca Hezimete Uğratan Sippu Sultan’ın Sırrı Neydi?

1700’lerde Hint Maysur sultanı Tipu Sultan’ın ülkesinde gelişmiş bir teknoloji vardı. İngilizlerle savaşma kabiliyeti çok yüksek olan bu Sultan’ın sarayında kendi bilim adamlarınca yapılmış bu kurmalı org, çalışırken ses çıkarıyor ve İngiliz askerini tırmalıyordu…İngilizlere karşı ilk roket, yine bu zamanda kullanılmıştı. Her askerin koltuk omuz üstü askı ile üzerlerinde taşıdıkları bir roket icad etmişlerdi. İngiliz general Cornwallis, üzerine düşen roketlerle ordusunun cayır cayır yanışını izleyecekti.

Haydar Ali Tippu Sultan’ın sarayındaki Ar-Ge biriminin bin kişiden fazla olduğu söylenir. Sarayda yapılan aletlerin her bir parçasının ayrı uzmanı vardı. Barut, aerodinamik, yanıcı,yakıcı madde,metal ve kimyasallar vb. Tippu Sultan’ın adı, Hindistan’da İngilizlerin korkusuydu.Tipu Sultan, kendi zamanında Fransa, Osmanlı, İran ve bir çok ülkede daimi elçileri olan bir liderdi. Osmanlı ile ilişkilerinde samimi ve yardımseverdi. Sarayındaki döküm silahların nasıl bu denli ustalıkla şekillendirildiği günümüzde bile tam olarak çözülememiştir.İngilizler Tipu karşısında sayısız kereler hezimete uğrarlar. Generallerin İngiltere’ye verdiği raporlarda onun çatışma yöntemlerinden hayranlıkla bahsedilir. Sonra çevredeki sultanlıkları ve Hindu krallıkları satın alır onlarla anlaşırlar ve orantısız bir güçle ona saldırırlar.Günümüzde Hindistan dediğimiz ülkeyi fakirliği ile küçümseyenler vardır. İlkokullarına gittiğinizde çocukların yaptığı resimler bile oldukça şaşırtıcı ve ustacadır. Hindistan medeniyeti şüphesiz büyük bir medeniyetti. Türkler onlardan, onlar da Türklerden fazla yararlanamadı.Tipu Sultan’ın ihtiyaç duyduğu sırada bizler İngilizler ile güçlü ticaret antlaşmaları yapıyorduk. Arap yarımadası önlerinden geçişini sadece izledik. Hem biz hem de bizimle müttefik olan Umman Sultanlığı… İngilizler Maysur sultanlığını almak için yarım asırdan fazla uğraştı…

İngilizler Sultan’ın çocuklarını ellerine rehin almak da dahil türlü taktikler ve işbirlikleri ile Tipu’ya karşı mücadele ederek aşama aşama Sultanlığı zayıflattılar ve o esnada Osmanlı, güçlenen Rusya’ya karşı İngilizler ile yakınlaşma döneminde idi. Tippu Sultan da vefat etti.Sonra Baltalimanı antlaşması ve İngilizlere verilen kapütilasyonlar ve yakınlaşma, bir şekilde Hint Müslümanlarına darbeler şeklinde inecek dönemi de başlatıyordu aslında. Bu sözleşmeden 30 sene kadar sonra açılan Süveyş ise tüm dengeleri bozdu. Çöküş yakındı.Bir şekilde yıpranan ancak teslim antlaşması ile İngilizlere bağlı bir Sultanlık olarak tanınmayı başaran Maysur (Haydarabad) sultanlığı, son Osmanlı Halifesi Sultan Abdülmecid’in kız Dürrüşşehvar Sultanı de gelin alarak yakın zamanda tarihten kalkacağı zamanlara kadar gelir.Bir süre İngilizlere bağlı olarak yaşayan krallık, sınırları küçülmüş bir şekilde yeni kurulan Hindistan’a katılmak zorunda kalır. Ardından Cinnah, çok büyük bir hata ile buradaki Müslümanların çoğunu tıpkı bizim Lozan gibi nüfus mübadelesi ile boşaltır ve Pakistan’a getirir.Maysur, dünya ekonomi literatüründe dünyada kişi başı gelirin en yüksek olduğu ülke olarak geçmişti ve günümüz hesaplarına göre sıradan bir Maysurlu müreffeh bir ülkedekinden 4 kat fazla kazanmaktaydı. İşte bu refah ve ün, düşmanın ağzını sulandırdı. Ardından ne oldu peki? Nüfusun 4’te biri ila 5’te birinin öldüğü ciddi bir kıtlık yaşadı.Çünkü tarihlerinde hiç alışık olmadıkları bir şekilde İngilizlere vergi verdiler ve zenginliklerini artık Britanya’yı doyurmak için harcamak zorunda kaldılar. İngilizler daha sonrasında önemli bir şey de yaptı.

Maysur’u elde tutarlarken Hindistan’da yazdıkları tarih kitaplarına Tipu Sultan’ın Hintlileri nasıl katlettiği ve zorla Müslüman ettiği gibi şeyleri yazdırdılar.Bir delili olmayan katliam hikayeleri uyduruldu ve bunlar günümüze kadar geldi.Hindu ve Müslümanlar kan davalı oldu.Günümüzde Hint sinemasında çevrilen tüm tarihi filmlerde Müslüman karakterler, otoriter ve barbar krallardır. Hindu ve Pakistan geriliminde İngilizler o kadar ustaca oynamışlardır ki Cinnah bile çok ciddi bir hata ile Hint Müslümanlarını ayırdığında olan zavallı Maysur’a olur.Pakistan devleti kurulurken, çok uzakta kalıyor diye Maysur bölgesi Hindistan’a terk edilir. Buradakilere ya Hindistan’da kalmak ya da Pakistan’a göç etme seçeneği sunulur. Bu zengin bölgenin terki, gelecekte Pakistan’ın gelişememesine de sebep olacak olan ciddi hatadır.Günümüzde Hint Müslümanlarının (Pakistan ve Bangladeş dahil) bu durumda olmalarının 1.Sebebi, onların en gelişmiş ve şehirli bölgeleri yerine Müslümanlara sadece 2 sahanın devlet olarak bırakılmış olmasıdır. Biri Bataklık ve sel ile boğuşan Bangladeş diğeri çoğu dağlık ve çöl Pakistan.

Peki ya Hindistan’a bırakılan Maysur günümüzde nasıl bir bölgedir? Cevabı verelim. Hindistan’ın en zengin be gelişmiş yeri yine burasıdır. Hidistan’ın teknoloji merkezidir. Bengalore şehri, Hindistan’da sadece özel kimselerin yaşayacağı silikon vadisi olarak bilinir.Tarih ve Coğrafya, size bakmak istediğiniz perspektife göre malzeme verir. Ne İslam ne de başka bir semavi din, bir milleti teknolojik ya da ekonomik açıdan geri bırakmaz. Gelişmişlik için istikrar, hür düşünce ve bilimi destekleyen idareciler lazımdır. Maysur’da bunlar vardı…Eğer bu kültürün İngilizleri ne kadar etkilediğini görmek isterseniz, önce Maysur’un başkenti olan ve günümüzde Hindistan’da yer alan Haydarabad şehrine gidip bu sarayı görün ve sonra da Londra’da kraliçe’nin sarayına şöyle uzaktan bir bakın…

Maysur’un refahı konusunda bazı araştırmalar mevcuttur, söz konusu dönemde 1700’ler sonuna doğru bir İngilizin kişi başı geliri 400 dolar iken bir Maysurlu 2000 dolar olarak hesaplanmıştır.