Her Taşında Ankaralının Emeği Var: Birinci Meclis Binasının Hikayesi

Takvimler 1915 yılını gösterdiğinde, İttihat ve Terakki Fırkası’nın yeni binası, işgal kuvvetlerinden birkaç kilometre ötede, Ankara’nın göbeğinde yükseliyordu. Ancak bina inşaatı, savaş ve imkansızlık nedeniyle yarım kaldı.

1920’ye gelindiğinde seferberlikle tamamlanan bina, millet meclisi olarak, halkın egemenliğinin simgesi haline geldi…

Şimdilerde Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak hizmet veren, milli mücadele ruhuyla kurulmuş Meclis binasının inşaatı, Enver Paşa’nın emriyle 1915’te başladı. Ancak savaş ve imkansızlıklar nedeniyle tamamlanamadı.

Mütareke yıllarında, Kasım 1918’de işgal askerleri Ankara’ya vardığında, binaya Fransız komutan yerleşti. Ne var ki 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelmesiyle bina boşaltıldı. Bunda, o dönem işgalcilere karşı yapılan mitinglerin de payı vardı.

Meclisin açılmasına karar verildiğinde, Ankara’da yeteri kadar büyük ve donanımlı bina bulunamadı. Bunun üzerine yarım kalan inşaatın tamamlanmasına karar verildi.

Meclis binasının tamamlanması için Ulucanlar’daki Numune Mektebi’nden (şimdiki Cumhuriyet İlköğretim Okulu) kiremit getirildi. Meclis binasına en büyük desteği halk verdi. Ankaralılar kendi evlerinden kiremitleri meclis binasına taşıdı.

Ulus’taki bina, 100 yıl önce bugün, 23 Nisan 1920’de, Hacı Bayram-ı Veli Camii’nde kılınan cuma namazının ardından dualar eşliğinde açıldı. İlk toplantısına 115 temsilci katılan mecliste, ‘en yaşlı üye’ Sinop Mebusu Şerif Bey açılış konuşması yaptı.

Ertesi gün de kürsüde Mustafa Kemal vardı. Oy birliğiyle Meclis başkanlığına seçilen, Mustafa Kemal, konuşmasında, “Artık Yüce Meclisin üzerinde bir güç yoktur” dedi.

1952’de Millî Eğitim Bakanlığı’na devredildi, 1957’de müzeye çevrildi. 23 Nisan 1981’de, yenileme çalışması sonrası Kurtuluş Savaşı Müzesi’ne çevrildi.