Babasına Ecel Şerbeti İçiren Padişah

Osmanlı’da kardeş katli çokça görülen bir durumdur, ama bir padişah’ın babasını katletmesi pek alışıldık bir durum değildir. Tarihte yalnız bir kez meydana gelen bu durumu hep beraber inceleyelim.

O zamanlarda Trabzon’da şehzade olan Selim Sultan Bayezid’in saltanatının sonlarında hayattaki oğulları arasında şahsiyeti ve cesareti ile en çok sevilen ve devlet adamları tarafından da en çok desteklenendi. Buna rağmen padişah 2. Bayezid şehzade Ahmet’i Şehzade Selime üstün tutuyor tahtı şehzade Ahmet’e bırakmayı planlıyordu, bunun sonucunda bir süre sonra şehzade Ahmet veliaht ilan edildi. Normal yollardan tahta geçemeyeceği kesinleşen şehzade Selim 26 yıldır görmediği babasının elini öpme bahanesiyle, bir şehzadeye göre görülmemiş bir kuvvetle payitahta kadar ilerledi. İsyanı bastırmak için ordusunun başına geçen yaşlı padişah Bayezid oğlunun ordusunun büyüklüğünü görünce üzüntüden gözyaşlarını tutamadı. Şimdiye kadar böyle bir olay görülmemişti ilk defa evladın babasını evirme teşebbüsü vukuu buluyordu, fakat bu hadise savaşla sonuçlanmadı. Şehzade Selim’e çok istediği Rumeli sancakbeyliği verildi

Şimdi şehzade Selim payitahta daha yakın ve devlet işlerinin birebir içindeydi. Bu dönemde çıkan isyanlar yaşlı padişahı iyice yormuş ve tahtı bırakma kararı almasına neden olmuştu fakat 2. Bayezid tahtı Ahmet’e bırakmayı planlıyordu bu durumu haber alan Selim 40.000 kişilik ordusuyla çorlu yakınlarında babasının karşısına çıktı. Yapılan savaşta Selim’in kuvvetleri yenildi, yenilen şehzade Selim bir gemi ile Kefe’ye kaçtı. Selim’in yenilmesiyle Ahmet’in hükümdarlık imkanı fazlasıyla artmıştı fakat yeniçerilerin ve devlet adamlarının önemli bir kısmı Şehzade Ahmet’i değil Şehzade Selim’i tahtta görmek istiyorlardı bu baskılar neticesinde Selim sancağına geri dönmesi için Bayezid tarafından geri çağrıldı. Selim İstanbul’a geldiği zaman devlet erkanı ve yeniçeriler tarafından karşılandı ertesi gün Selim yeniçeriler ve sipahilerle sarayın önüne geldi. Toplanan kalabalığa neden geldiklerini soran Sultan Bayezid “Selim’den başka hükümdar istemeyiz “ cevabını aldı bunun üzerine başka şansı kalmayan Bayezid “saltanatı oğlum Selim’e terk ediyorum Allah padişahlığını mübarek etsin” diyerek tahtı Selim’e terk etmek zorunda kaldı

 

Bayezid tahtı selime terk ederken selim babasının elini saygıyla öptü. Bu sırada bayezid selim’den söz alarak kardeşlerini isyan etmedikçe öldürmemesini istedi. Bayezid tahtı oğluna terk ettikten sonra istanbul’da 20 gün kaldı bu sürede etrafın kendisine yüz çevirmeye başladığını gördü. Hayatının geri kalanını Dimetoka’da geçirmek istediği için Sultan Selim’den müsaade alarak yıllık 2 milyon akçe maaş tahsis edilerek vezir Yunus paşa ve defterdar Kasım Çelebi’nin refakati ile yola çıktı. Bu heyete Sultan Selim’de eşlik edip Edirne yolunun başında babasını uğurlayıp yanlarından ayrıldı, Bayezid Dimetoka’ya varmadan yolda öldü.

Ölüm yeri ve nedeni şüpheli olup Hafsa civarında öldüğü söylenir ölüm sebebi içinde ihtiyarlığı ve zehirlenme ihtimali üzerinde durulur. Hazarfen Cenabi’nin kaydında zehirlenmek suretiyle öldüğü düşüncesi Bayezid’in ani ölümüyle birleşince bu iddiaları kuvvetlendirmişti Bayezid’in Selim’in emriyle hizmetinde görevli birisi tarafından zehirlenmiştir. Zehirlenme iddialarının bir diğer kanıtı da Büyükçekmece civarında bir çeşmede elini ve yüzünü yıkarken birdenbire dökülüp elinde kalan saçlarıdır Bayezid’in son sözleri ise şöyle olmuştur “Sultan Selim’den ecel şerbeti bile bile zehri afiyet etti bize, ey oğul kılıcın keskin amma ömrün kısa olsun” Bayezid bu sözlerden sonra vefat etti naşı İstanbul’a getirilip Eyüp’te kubbesiz bir mezara gömülmesini vasiyet etmesine rağmen kendi adına yapılan caminin önüne defnedilerek üzerine oğlu tarafından yapılan türbe yapıldı