Amerikan Başkanı John F. Kennedy Suikasti

20. Yüzyılın en önemli suikastlarının başında ABD’nin 35. Başkanı John Fitzgerald Kennedy’ye düzenlenen suikast geliyor. 20 Ocak 1961’de göreve gelen John F. Kennedy, suikastın düzenleneceği 22 Kasım 1963 tarihinde aralarında çelişme olan Texaslı Demokrat vali John B. Conally ve Senatör Ralph Yarborough ile eyalette bir gezi düzenlemeye karar verir. Üstü açık bir araçta eşi Jacqueline ile beraber halkı selamlayan Kennedy’nin konvoyu Dallas’ta ilerlerken ateş açılır.

Olay günü kasıklarından ve kaburgalarından rahatsız olduğu için korseye sarılı bir şekilde tura çıkan Kennedy’ye ilk mermi ensesinden isabet eder. Korsenin Kennedy’nin bedenini dik tutmasıyla açık hedef halinde kalan Kennedy, ikinci kurşun boğazından; üçüncü ve ölümcül kurşunu ise başından alır. Kennedy, hastaneye yetiştirilemeden yoldayken hayatını kaybeder.

Kennedy’nin katil zanlısı olarak Lee Harvey Oswald tutuklansa da, suikastta kullanılan İtalyan yapımı Manlicher Carcano dürbünlü tüfeğin özellikleri nedeniyle suikastın 1 kişi tarafından düzenlenmiş olamayacağı neredeyse kesinlik kazanmıştır. Kennedy’nin vücuduna isabet eden ilk mermi ile son mermi arasında 5.6 saniyelik fark bulunmaktadır. Manlicher Carcano tüfeği ise mermilerin tek tek hazneye sürüldüğü kollu bir mekanizmaya sahiptir.

John F. Kennedy suikastı ile ilgili aradan geçen 54 yıl içinde çok sayıda komplo teorisi ileri sürülmüştür. Bu iddiaların en güçlüsü, İsrail’in nükleer programına karşı çıkan Kennedy’nin İsrail gizli servisi Mossad tarafından düzenlenmiş olma ihtimalidir. Kennedy’nin katil zanlısı Lee Harvey Oswald mahkemeye götürülürken kameralar önünde öldüren kişi de Yahudi asıllı bir gece kulübü işletmecisidir.

Suikast ile ilgili yargılanan tek kişi, Amerikalı yahudi iş adamı Clay Shaw’dır. Hakkında açılan davadan beraat eden Shaw’ın daha sonra CIA için çalıştığı ortaya çıkmıştır. Kenney suikastının ardındaki sis perdesi, kayıt altına alınmayan görgü tanıkları ifadeleri, kaybolan deliller, ardından işlenen cinayetler ve ulusal güvenlik gerekçe gösterilerek gizlenen deliller nedeniyle aradan geçen 54 yıla rağmen halen aydınlatılamamıştır.

**Bu yazı çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştı