Açlık Oyunları’ndan Beter Olan Ve Sporcuların Ölümle Burun Buruna Geldiği 1904 Olimpiyatları

Olimpiyat oyunları denince akla ilk gelenlerden biri maratondur. Maratonlar günümüzde de sporcuları zorlayan ve uzun süreli profesyonel çalışmalar gerektiren koşular olsa da 1904 St. Louis, ABD’de gerçekleşen olimpiyattaki maraton her zaman tarihte yerini koruyacaktır. Yetkililerin koşulları dikkate almaması sonucu oluşan ihmaller her bir sporcunun birbirinden kötü anlar yaşadığı unutulmaz bir maratona sahip olan 1904 Olimpiyatları’nda yaşananlar için okumaya devam edin.

Günümüzdeki maratonlar, birden çok atletin ölümle burun buruna geldiği 1904 Olimpiyatları ile kıyaslanamaz bile.St. Louis, ABD’de gerçekleşen olimpiyat oyunlarının yetkilileri, maratonun öğle saatlerinde koşulmasına karar vermiş.Bu da, atletlerin 30 derecenin üstünde bir hava sıcaklığında koşmaları gerektiği anlamına geliyormuş.Atletlerin su bulabildikleri tek yer yaklaşık 18. kilometredeki kuyuymuş.Alanın büyük kısmı toprak yollardan oluşuyordu. Hal böyle olunca koşucuların önünde ve arkasında ilerleyen araçlar ve atlar devasa toz bulutları oluşturuyordu. Bu, koşucular için çok büyük bir problemdi.Atletler, su içemediği için sağlık sorunları yaşıyordu.Amerikalı koşucu William Garcia, yolun ortasında nefes almakta güçlük çeker vaziyette yatarken bulundu. Rapora göre soluduğu tozlar neredeyse hayatını kaybetmesine sebep olacakmış.

Kübalı Andarín Carvajal, koşucular arasındaki en ilginç olanlardan. Kendisinin mesleği postacılık. Amerika’da tüm parasını çaldırmış ve alana gelebilmek için otostop çekmiş. He bir de şortu olmadığı için pantolonunun yarısını kesip yarışta onu giymiş.Carvajal ayrıca 40 saattir hiçbir şey yememiş halde yarışa başlamış ve yarışın ortasında bir meyve bahçesinden elma alıp yemiş. Ancak bu elmalar da çürük çıkınca yarış boyunca mide krampları kendisinin peşini bırakmamış.Tüm bunlara rağmen mucizevi bir şekilde yarışı 4. bitiren Carvajal bulduğu her fırsatta durup insanlarla sohbet etmese kazanma ihtimali bile varmış.

Olimpiyatlar tarihinde ilk kez siyahi Afrikalı koşucular da bu yarışa katılmış. Birinci olmaları beklenen 2 koşucudan biri 9. olmuş, diğeri ise köpek tarafından kovalanıp yarıştan kopup 12. olabilmiş.Bir diğer koşucu, Amerikalı Frederick Lorz, 15 kilometre sonra susuzluktan yere yığılmış. Ardından arabaya binip yarışı yakalamaya çalışmış ama araba da bitiş çizgisine birkaç kilometre kala bozulmuş.Kalan yolu koşarak bitiren Lorz, garip bir şekilde birinci sanılmış. Bozuntuya vermeyip yarışı kazanmış gibi davranırken arabaya bindiğini gören birisi durumu fark etmiş. “Şaka yaptım” falan dese de yetkililer bunu yememiş ve ömür boyu men cezası vermiş.İster inanın ister inanmayın, birincinin hikayesi bunlardan da garip. İngiltere asıllı Amerikalı koşucu Thomas Hicks, yarışın ortasında susuzluktan bayılma noktasına gelmiş.Bitiş çizgisine yaklaşık 11 kilometre kala yere yığılıp orada kalmaktan başka bir şey istemiyormuş ama antrenörleri buna izin vermeyip kendisine fare zehri vermişler. Evet, fare zehri!

Fare zehri o zamanlarda performans arttırıcı olarak kullanılıyormuş ve doping ile ilgili bir kural yokmuş. Tabii fare zehri kendisini öldürebilirmiş ama neyse ki böyle bir şey olmamış.Bitişe az bir mesafe kala artık halüsinasyonlar görmeye başlayıp bitime hala 30 kilometreden fazla mesafe kaldığını sansa da Lorz’un diskalifiye haberini alan Hicks son bir gayretle yarışı bir şekilde bitirmiş.Yarışı birinci bitirdikten sonra kendisini ayıltıp alandan çıkarmak için 4 doktor 1 saat boyunca uğraşmış.

Kaynak: https://www.boredpanda.com/1904-olympic-marathon-st-louis/?utm_source=listelist&utm_medium=referral&utm_campaign=organic