1962 Yılında Fırlatılan İlk Türk Füzesinin Önü Nasıl Kesildi? Bandırma Füze Kulübü’nün Saklanan Hikayesi

1959 yılında, Bandırma’da lise öğrencileri tarafından, Türkiye’de eşi benzeri görülmeyen bir kulüp kurulur: Bandırma Füze Kulübü

Bu gençler, oldukça kısıtlı imkanlara rağmen hemen işe koyulurlar, hesaplar kitaplar yapılır ve ardından da pratik denemelere başlanır. Liseli gençlerin kurduğu kulübe katılanların sayısı da giderek daha fazla artmaktadır. Ve kulüpteki gençler arasında her şeyden vazgeçecek kadar kararlı bir isim vardır: Kirkor Divarcı

Türk vatandaşı olan Divarcı, sırf bu uğurda birçok fırsatı elinin tersiyle itmiştir. Divarcı, nişanlısı ile evlenmek için biriktirdikleri 400 lirayı, füzenin ilk hali için, hiç düşünmeden kullanacak kadar gönül vermiştir bu işe. Divarcı, projesini önce İstanbul Teknik Üniversitesi’ne onaylatır. Ardından da Türk Silahlı Kuvvetleri ile temasa geçer. Ordunun da desteğiyle, ilk füze fırlatışını gerçekleştirir.

19 Eylül 1962.. Divarcı’nın, ordunun da desteğiyle hayata geçirdiği projesi, “Marmara 1″ adı verilen ve üzerinde ay yıldız olan 1 metre 33 cm’lik, 1.5 kiloluk ilk Türk füzesi hiç bir sorun yaşamadan semaya çıkar

Deneme atışında 10 bin metre yükselip 150-200 metre uzağa düşer. Bu da, denemenin başarılı olduğu anlamına gelir. Marmara-I, gökyüzünü zorlayan “ilk gerçek füzemiz” olarak tarihe geçer. Ve bu başarı füze çalışmalarını sürdürenlere de cesaret verir. Divarcı’nın başka füze denemeleri de olmuştur(Marmara-II). Zaman içerisinde giderek daha da başarılı bir hale gelen füze çalışmaları sonucunda, Bandırma Füze Kulübü’nün İstanbul ve Ankara’da şubeleri açılır. Sonra da hiç durmadan füze gönderilmeye başlanır. Marmara-I ve Marmara-II’yi Hürriyet-I ve Hürriyet-II takip eder…Divarcı’nın umut vadeden çalışmaları ve bu işe gönül vermiş idealist gençler sayesinde, zamanla daha da güzel gelişmeler yaşanır

Örneğin “Aktrüs” isimli bir proje üzerinde çalışılmıştır. Buna göre 4 m, 500 kg ağırlığında olması planlanan füzeyle birlikte, uzaya ilk kez bir canlı gönderilecektir(fare).

Sonra görünmeyen bir el çıkar füze çalışmalarını yapanlara “ bitti ” der.. Ve Kirkor Divarcı’nın evinde çıkan ani bir yangınla, tüm projeler yanıp kül olur.. Divarcı’nın bütün ısrarlarına rağmen bu olayın üzerine gidilmez ve hala da aydınlatılabilmiş değildir.. Deneme alanları kapatılır ve çalışmalar birden bire sonlandırılır.. Kısacası, 1959 yılında umut verici bir şekilde başlayan ve 1963’te zirveye çıkan çalışmalar, faili meçhul bir bıçakla kesilir.

Kaynak: Erk Acarer- Birgün Gazetesi 19.07.2015 10:06