Neden (Muhtemelen) Işınlanamayacağız?

Birçoğumuza göre ışınlanma (keşfedilmesi durumunda) muhtemelen seyahat etmenin en iyi yoludur. Ufak bir adım bile atmadan kilometrelerce uzağa gidebildiğinizi hayal edin.

Bu Star Trek gibi birçok bilim kurguda temel şeylerdendir, ancak işler gerçek hayata geldiğinde biraz değişiyor. Maalesef ışınlanma temel fizik kurallarından ötürü pek de mümkün değil.

Öncelikle Einstein’ın ünlü görelilik kuramı neler diyor onu hatırlayalım. Görelilik der ki, maddeden oluşan hiçbir şey ışık hızından daha hızlı gidemez. Yani ışınlansanız bile, çok kısa da olsa bir zaman geçmiş olacak. Ay’a ulaşmanız yaklaşık bir saniye sürecektir ancak bu, Dünya’daki her noktaya sağlıklı şekilde ışınlanabilmek için yeterli değildir. Star Trek’te bile ışınlayıcıyı genelde yörüngeye ya da gemiler arası seyahat için kullanıyorlardı.

Nesneler İçin Şartlar Biraz Daha Hafif

Bilim insanları, biz insanlar yerine bilgi taşımacılığı için bir tür ışınlayıcı geliştirmeyi başardılar. Kuantum ışınlama, bir parçacığın (genellikle bir foton) durumunun bir yerden başka bir yere taşınmasıdır, bu da gelecek için güvenli bilgi aktarımını vaat ediyor. Bu teknolojinin kilit noktası, kuantum mekaniğine göre aynı tipteki tüm parçacıkların aynı olmasıdır. Yani daha net örneklemek gerekirse, her elektronun kütlesi ve elektrik yükü aynıdır. Bu sebeple bir elektronun konfigürasyonunu diğerine kopyalarsanız, ışınlanma ile aynı hükümde olacaktır.

Elektronlar canlı bir vücuda göre çok daha basittir. Ortalama bir insan yaklaşık 10 üzeri 28 atom içerir. Bir insan vücudunun toplam kuantum konfigürasyonu, DNA yapısından kemiklere ve cilde kadar her şeyin yapısında bulunan atomların dizilimini her bir insanda farklılık gösterir. Işınlanmanın gerçekleşebilmesi için insan vücudunda taşınması gereken çok fazla ve birbirinden farklı tonlarca yapı olduğu için kuantum ışınlanmasının insanları da ışınlaması pek de olası görünmüyor.

Şunu net şekilde söyleyebiliriz ki, klasik fizik kuralları ile ilgili bildiklerimizle çelişen yeni bir fikir olmadığı sürece ışınlanmamız mümkün değil. Ancak ümitsizliğe düşmeye gerek yok bilim-kurgu delileri, henüz keşfedilmeyi bekleyen daha çok şey var ve kim bilir, belki bir gün burada söylediklerimizde yanılırız.