Kara delikler evrenin belki de en ilginç ve hakkında hala en az şey bilinen yapılarından biri. Kara delik var mıdır? Varsa bizi içine çekebilir mi?
Belki böyle bir durumda olduğunuzu hayal etmek bile kendinizi Doctor Who’nun bir bölümünde oynuyor gibi hissettirebilir. Ancak, bu tuhaflığı anlamaya çalışan matematikçiler, fizikçiler ve diğer bilim insanları için ‘kara delik’ olgusu ve ardındaki sır perdesini aralamak oldukça önemli.

Kaliforniya’da bulunan Berkeley Üniversitesi’nde, Peter Hintz’in liderliğini yaptığı bir grup araştırmacı kara delikler üzerine bir araştırma yaptılar. Araştırmacıların çalışma sonuçları ise yakın zamanda Physical Review Letters dergisinde yayınlandı.

Bulgulara başlamadan önce kara deliğin kısaca ne anlama geldiğine bir bakalım: Kara delikler en basit anlatımıyla, çok büyük kütleli olan ve çok güçlü çekim kuvvetleri nedeniyle yeteri kadar yakın mesafede bulunan her şeyi yutan kozmik yapılardır.

Neden oluştuklarının cevabı ise kütle çekim kuvveti ile yıldız iç basıncının çatışmasında gizli. Ömrünün sonuna doğru, yaklaşan yıldızlarda bir süre sonra merkezdeki nükleer tepkimeler, kütle çekim kuvvetini dengeleyemez hale gelir. Bu nedenle yıldızın tüm kütlesi merkeze doğru çekilmeye başlar. Bir süre sonra tüm kütle bir noktaya toplanmış olur ve yoğunluk inanılmaz arttığından bu kütlenin çevresinde olan her şey, ışık bile, bu yeni oluşan yapının içerisine doğru çekilir.

Hint bilim adamı Peter Hintz ve ekibi, kara deliğe girdiğimizde neler olabileceği konusunda fazlasıyla meraklıydı. Bu bağlamda başarılı bilim adamı, elektrik yüklü ve dönmeyen bir kara delik üzerinde çalışmalar yürütüyordu. Böyle bir nesnenin olay ufku içinde, Cauchy ufku şeklinde adlandırılan bir alanı vardı. Cauchy ufku, geçmişin artık geleceği belirlemediği, yani determinizmin (bilimsel kanıtlarla ispatlama) yıkıldığı nokta anlamına geliyordu. Fizikçiler, hiçbir gözlemcinin bu noktayı geçemeyeceğini, geçerse bile teorik olarak yok olacağını belirtiyorlardı.

Hintz konuyla alakalı fikrini, “Cauchy ufkunun ötesinde ne olduğunu bilmediğimiz göz önüne alındığında, matematiksel olarak mümkün olduğu sürece çok çılgın şeyler olabilir” şeklinde belirtti.

Dünyada, mevcut durumumuzu daha iyi anlamak ve geleceği tahmin etmek istersek geçmişe bakabiliriz. Fakat Cauchy Ufkunda, fizik yasaları geçerli değildir. Dolayısıyla, içeride neler olduğu ve olacağı konusunda kesin bir tahmin yapılamıyor.

Hintz ve ekibinin işaret ettiği bir diğer şey de, evrenin hızla genişlemesiydi. Bu nedenle enerji düşünüldüğünden daha eşit şekilde dağıtılabilinirdi. Ve bu durum sayesinde, uzay gemisinin motoru yeterince hızlı çalıştırılırsa Cauchy ufku geçilebilir ve diğer tarafa ulaşılabilinirdi. Ancak şunu da söylemek isteriz ki tüm bu hesaplamalar, yalnızca elektrik yükü olan kara delikler için geçerliydi.

Herhangi bir kara deliğe teorik olarak çekilme olasılığımız pek yüksek değil. Ancak yolculuğumuz sonunda hayatta kalabileceğimizi bilmek de güzel bir durum. Elbette, Cauchy ufkunun diğer tarafında bizi neyin beklediğini de şu an için bilemiyoruz. Peki sizce Cauchy Ufkunun ötesinde bizi neler bekliyordur?

Kaynak: https://futurism.com/survive-black-hole/