Erkeklerin Sakalları Darbeleri Engellemek İçin Mi Evrildi?

Sakal, erkekliğin simgesidir desek yanlış olmaz. Dolgun, gösterişli sakalların birçoğu görülmeye değerdir ve erkeklerin kimliğidir. Peki sakalın tek amacı görüntü mü sizce? Aynı zamanda bir yumruğun çene üzerindeki etkisini yumuşatmak gibi farklı bir amaca da hizmet ediyor olabilir mi?

Tarih boyunca sakallar, baskın bir erkek aslanın yelesi gibi sosyal egemenliğin ve erkekliğin bir sembolü olarak dünya çapında kabul görmüştür.

Sakal ve Aslan Yelesinin Benzerliği

Konumuzla tamamen paralel şekilde; bilim insanları bir aslanın yelesindeki kalın kılların, boğazını rakibin ölümcül pençelerine ve dişlerine karşı koruduğunu ortaya attı. Hatta daha da ileri giden araştırmacılar yakın zamanda, yoğun bir sakalın, kavga sırasında en sık kırılan yüz kemiği olan çeneye yöneltilen kuvvetleri tamponlayarak ve absorbe ederek, ölümcül saldırılara karşı benzer bir koruma sağlayabileceğini öne sürdü.

Ünlü doğa bilimci ve evrim teorisinin babası (aynı zamanda muhteşem bir sakalın da sahibi olan) Charles Darwin‘in, eminiz ki yaşaması durumunda yüz kılları hakkında söyleyeceği bazı şeyler olacaktı.

Bilim insanları, 15 Nisan’da Integrative Organismal Biology dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada, aslan yelesini bir fiziksel koruma kaynağı olarak görmesine rağmen, insan sakalını yalnızca kadınların dikkatini çekmek için bir “süs” olarak gördüklerini bildirdi. Aslına bakarsak öyle.

Çalışma yazarları aksini önerdi. Sakaldaki kılların toplu olarak bir darbenin gücünü dağıtabileceğini ve bu nedenle erkekler arasındaki kavgalarda kazanma ihtiyacına yanıt olarak, evrimleşmiş olabileceğini savundular. Giderek artan sayıdaki kanıtlar, insan iskeletinin ve kaslarının, erkeklerin kavga etme eğilimleri sebebiyle evrimleştiğini ima ediyor; geçmiş araştırmalarda, daha önce erkek yüz şekillerinin kavga sırasında yüzü hasardan korumak için geliştiği öne sürülmüştü. Konuyla ilgililer bu nedenle sakalların da aynı nedenle gelişmiş olabileceğinin mümkün olduğunu söylüyor.

Sakal Deyip Geçmeyin

Bu fikri test etmek için bilim insanları, bir insan kafatasındaki kemiğin yapısına benzer modeller geliştirdiler. Araştırmacılar, kemikli malzemeyi koyun postuna sardılar, çünkü insan kadavralarından tamamen sakallı deri örneği elde etmek mümkün değildi.

Deneyler için üç tip koyun postu kullanıldı. Koyun yününün çene boyunca yerleştirildiği tüylü örnekler, dolgun bir sakalın bir darbeyi yumuşatmadaki etkinliğini test etti. Kesilmiş örnekler bilim insanlarına saç köklerinin herhangi bir koruma sağlayıp sağlamadığını söylerken, koparılmış örnekler sakalsız bir çeneyi temsil ediyordu.

Araştırmacılar daha sonra, koyun derisine sarılmış “kemik” demetlerini bir örs üzerine yerleştirdiler ve tepeden kör bir çubuk bırakarak, düşme ağırlığı testleri yaptılar.

“Yünlü” kemikler, kesilen veya koparılan kemiklerden %30 daha az hasar aldı ve darbeye karşı en iyi performansı gösterdi.

Bu çalışmanın sonuçları, saç ve sakalın gerçekten de kör bir darbeden kaynaklanan etki kuvvetini önemli ölçüde azaltabildiğini ve enerjiyi emebildiğini, böylece çene ve kafatasındaki olası hasarı azaltabildiğini gösteriyor.

Aynısı insan sakalları için de geçerliyse, o zaman sakalın tamamı yüz iskeletinin savunmasız bölgelerinin (çene gibi) güçlü darbelerden korunmasına yardımcı olabilir.

Bu tam olarak nasıl oluyor? Araştırmacılar, tek tek saç liflerinin yumruktan gelen enerjiyi emdiğini ve gelen kuvveti daha geniş bir alana dağıttığını belirtiyor. Bununla birlikte, bu korumanın gerçekleştiği durumları tam olarak açıklamak için daha fazla deney yapılması gerekecektir. Sakallar aynı zamanda kişiden kişiye kalınlık, kıvrılma ve yoğunluk bakımından da büyük farklılıklar gösterebilir; ve farklı sakalların etkileri, darbelerden kaynaklanan hasarları önlemedeki etkinlikleri açısından farklılıklar gösterebilir.