Uzaya Çıkan İlk Dünyalı Ve Hazin Öyküsü

Sokak köpeği Laika, Dünya çevresinde yörüngeye oturan ve gerçek anlamda uzaya çıkan ilk dünyalı oldu. Fakat bu ünvanın bedelini hayatıyla ödemesi gerekti…

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, 4 Ekim 1957 tarihinde Sputnik adlı uyduyu uzaya fırlattı. Dünya’nın çevresinde yörüngeye oturan ilk uyduydu Sputnik. Yerküreden uzaklığı 230-942 km arasında değişen bir yörüngeye oturmuştu ve bir turunu 96 dakikada tamamlıyordu. Aslında ufacık bir kapsüldü –toplam ağırlığı 83,6 kilogramdı– fakat boyundan büyük işler başardı: SSCB bu başarılı misyonla uluslararası arenada büyük prestij kazandı ve Sputnik, Uzay Çağı’nın başladığını tüm dünyaya ilan etmiş oldu.

Uzay çağı dünyadaki köpeklerin büyük çoğunluğu için hiçbir anlama gelmiyordu. Fakat uzay çağı başlamadan kısa bir süre önce Moskova sokaklarında kendi halinde bir sokak köpeği olan Laika’nın hayatı değişmek üzereydi: Laika, Dünya’nın çevresinde yörüngeye oturan ilk hayvan olacaktı fakat bu ünvanın bedelini hayatıyla ödeyecekti…

Uzayın keşfi, çok geçmeden ABD ile SSCB arasında geçen bir uzay yarışı halini aldı. Soğuk Savaş’ın iki hakim gücü, askeri, ekonomik ve ideolojik çekişmelerinin bir yansımasına dönüşen bir yarışta karşı karşıya geldi. SSCB, ABD karşısında önde başladığı yarışı anlaşılabilir bir şekilde önde götürmek istiyordu. Sputnik’i uzaya başarılı bir şekilde gönderen SSCB, Sputnik’ten hemen bir ay sonra yeni bir uyduyu, Sputnik 2’yi fırlatmak ve uzay yarışında kazandığı ivmeyi devam ettirmek amacındaydı.

Aslında Sovyetlerin sıradaki büyük hedefi uzaya insan göndermek ve bu yarışta bir aşamayı daha geride bırakmaktı. Fakat uzay uçuşunun insanlar için güvenli olup olmadığını anlamak gerekiyordu önce. Talihsiz Laika’nın görevi de bu noktada başlıyordu.

Acelesi olan Sovyetler vakit kaybetmeden Sputnik 2’yi uzaya yollamakta kararlıydı. Dünya çevresinde yörüngeye oturacak ikinci uydu olan Sputnik 2’nin, ilkinden yalnızca bir ay sonra, 3 Kasım 1957’de -Ekim Devrimi’nin 40. yıldönümünde- içinde bir köpekle uzaya fırlatılması kararlaştırıldı.

Aslında Sputnik 2’nin köpek kontenjanı için Laika dışında iki aday daha vardı: Muşka ve Albina. Fakat bu görev Laika’ya bahşedildi. Daha önce iki kez yüksek irtifa uçuşu yapmış olan Albina yedek köpek oldu. Muşka da yeryüzündeki testler sırasında kullanıldı. Sputnik 2’nin fırlatılacağı kesinleşince bilim insanları vakit kaybetmeden bu üç köpeği uzay uçuşuna hazırlamaya başladı. Ufak ameliyatlar ve testler geçiren köpekler, uzaydaki yiyecekleri olacak besleyici bir macunla beslenmeyi öğrendi.


Birkaç gün içinde yaşayacağı şeylerden bihaber olan Laika’nın kaderi, çevresindeki Sovyet yetkilileri üzmüyor değildi. Misyondaki bilim insanlarından biri olan Dr. Vladimir Yazdovsky, Laika’yı Baykonur Uzay Üssü’ne götürecek uçuştan bir süre önce çocuklarıyla buluşturdu. “Laika sakin ve çok sevimli bir köpekti,” diyor Yazdovsky. “Onun için iyi bir şeyler yapmak istedim. Çok az ömrü kalmıştı.”

Laika için üzülenler yalnızca Sovyet bilim insanları değildi. Sputnik 2’nin Dünya’ya geri getirilmemesi planlanan –ve henüz kamuoyunca adı bile bilinmeyen– bir köpek taşıyacağı bilgisi dünyaya yayıldıktan sonra özellikle Batı medyası ve kamuoyunda sert eleştiriler türedi. En sert tepkiler Rusya’nın Avrupa’daki geleneksel rakibi İngiltere’den geldi. BBC’nin bu haberi duyurmasıyla İngiltere’deki Hayvanlara Kötü Muameleyi Engelleme Cemiyeti’nin telefonları kilitlendi (ve gelen telefonlar cemiyet tarafından Rusya Büyükelçiliği’ne yönlendirildi). Daily Mirror gazetesi haberi “Köpek ölecek ve onu kurtaramıyoruz” manşetiyle verdi. National Canine Defense League de tüm ülkeyi her sabah 11.00’de bir dakikalık bir saygı duruşuna davet etti. New York’taki köpek sahipleri Birleşmiş Milletler önünde “Köpek dostlarımıza karşı adil olun” gibi pankartlarla eylemler yaptı. Dünya genelinde protestoların artmasıyla birlikte bir Sovyet yetkili “Ruslar köpekleri sevmiyor diye bir şey yok. Bu uçuş hayvana eziyet olsun diye değil, insanlığın gelişmesi için yapıldı,” şeklinde misyonu savundu.

Aslında Laika ne uzay uçuşu denemelerinde kullanılan, ne de bu denemelerde ölen ilk hayvandı. Üstelik daha önce başka hayvanlar da Dünya’dan oldukça uzaklaşmış, teknik olarak uzay sayılan mesafelere yükselmişti. ABD’li bilim insanları maymunları ve fareleri fırlatma ve uzay uçuşu denemelerinde defalarca kullanmıştı. Sovyet meslektaşları ise bulması kolay, eğitmesi hızlı ve bakımı daha az maliyetli olduğu için köpekleri tercih ediyordu. Hayvanların büyük çoğunluğu bu uçuşları canlı tamamlasa da deney sırasında ölmeleri de beklenmedik bir durum değildi: Uçuş sırasında veya kalkış-inişler sırasındaki teknik arızalar nedeniyle birçok hayvan insanlığın uzay merakı uğruna can verdi.

Laika’nın hikâyesini daha acıklı kılan unsur ise onu uzaya fırlattıktan sonra Dünya’ya geri getirecek hiçbir plan yapılmamış olmasıydı. Bu tamamen alışılmadık bir şeydi –ne de olsa Sovyet ve dünya kamuoyu, uzay uçuşunda kullanılan hayvanların, bir kaza yaşanmadığı sürece, paraşüt ve benzeri yöntemlerle sağ salim geri getirilmesine alışıktı. Ayrıca uzay köpekleri Sovyet basını tarafından yakından takip edilen ve kamuoyunda çok sevilen karakterlerdi. Köpekler doğurunca yavruları tüm ulusa tanıtılıyor, uçuştan dönen köpeklerin sağlıklarını nasıl geri kazandıklarına dair detaylı haberlere rastlanıyordu. Ama Laika bir istisnaydı. Onun bileti tek yöndü. Bu kadar kısa sürede, o kadar uzak mesafeden Dünya’ya döndürecek bir düzenek hazırlamak çok zordu. Her şey yolunda gitse bile Laika’nın geri getirilmeyeceğini ve uzayda öleceğini en başından beri biliyordu herkes. Laika hariç.

Ayrıca Laika uzay köpeklerinin en ünlüsüydü ve en çok ilgiyi de o gördü. Bunun nedenlerinden biri de o dönemde bütün dünyanın SSCB’nin uzayı adım adım keşfedişini yakından izlemesiydi. Sputnik hakkında bilgi almak isteyen ve radyo mesajını dinlemek isteyenler New York’taki Hayden Planetaryumu’nun önünde uzun kuyruklar oluşturuyordu. Binlerce insan Dünya’nın çevresinde bir yörüngeye oturmuş olan Sputnik’in kentlerinin üzerinden geçişini görmek için gecenin bir yarısı uyanıp gökyüzünü gözlemliyordu. Bu şartlar altında, ilkinden kat kat büyük olan ve bir de canlı taşıyacağı duyurulan Sputnik 2’nin fırlatılışı büyük bir merakla ve çok yakından takip ediliyordu.

Laika 3 Kasım 1957’de, Sputnik 2’nin içindeki bir kapsülde, yaşamsal verilerini Dünya’ya aktaracak kablolara bağlı bir şekilde Baykonur Uzay Üssü’nden uzaya fırlatıldı. Resmi açıklamalara göre Laika, kalkıştan “bir hafta sonra acı çekmeden” öldü. Fakat yetkililerin çelişkili açıklamaları kuşku doğuruyordu. Kesin olan tek şey köpeğin öldüğüydü. Laika’nın neden öldüğü uzun yıllar boyunca bir sır olarak kaldı. Ta ki Sputnik 2 misyonunda çalışan bilim insanı Dimitri Malaşenkov’un 2002’deki açıklamalarına kadar. Malşenkov’un dediğine göre Laika, kalkıştan 5 ila 7 saat sonra kapsülün aşırı ısınmasından dolayı ölmüştü.

İşte Laika Dünya’yı –her iki anlamda da– böyle terk etti. Laika’nın Dünya’nın çevresindeki yörüngesinde canlı bir şekilde geçirdiği kısa zaman Sovyet yetkililerin, canlıların ciddi bir uzay uçuşuna dayanabileceğine ve yerçekimsiz ortamda yaşayabileceğine ikna olmasını sağladı ve insanlı bir uzay uçuşu için çalışmalar hemen başladı. Laika’nın kurban edilmesinden 3,5 yıl sonra, 12 Nisan 1961’de Yuri Gagarin uzaya çıkan ilk insan oldu.

Laika’nın uçuşunun gerekliliği uzun süre tartışma konusu oldu. Misyonda görevli doktorlardan biri olan Oleg Gazenko 1998 yılındaki bir konferansta “Hayvanlarla çalışmak hepimiz için bir acı kaynağı. Onları konuşamayan bebekler olarak görüyorduk. Zaman geçtikçe daha da üzülüyorum. Köpeğin ölümünü meşrulaştıracak kadar çok bilgi edinmedik bu görevden,” şeklinde konuşacaktı.

Dünya Laika’nın acıklı hikâyesini unutmadı. Anısına pullar basıldı, heykeller dikildi, şarkılar yazıldı. Gerçek anlamda uzaya çıkan ilk dünyalının hikâyesi unutulmamak üzere ortak belleğimize kazındı.

Kaynak: http://www.nationalgeographic.com.tr