Tarih Boyunca İdamın Farklı Uygulanış Yöntemleri

Günümüzde idam cezasının var olduğu tüm ABD eyaletlerinde, şırıngayla idam tercih edilen ilk yöntem olarak öne çıkıyor. Tarihteyse çok farklı ve acı verici idam yöntemleri bulunuyor.
2005 yılına kadar şırıngayla idamın, olabilecek en insaflı idam yöntemi olduğu düşünülüyordu; fakat bu konuda net bir araştırma yoktu. Bilim insanlarının o yılda yaptıkları araştırmada, şırıngayla idam edilen mahkumların neredeyse yarısının, ölüm anı sırasında olayın farkında olma ve acı çekme ihtimallerinin bulunduğu sonucuna varıldı. Bağırmama veya çırpınmamalarının nedeniyse acı çekmemeleri değil; şırıngadaki zehirlerin kaslarını felce uğratmış olmasıydı.

Sonraki araştırmalardaysa şırıngalarda yer alan zehrin, kalbi durdurmadığı ortaya çıkarıldı. Dolayısıyla ölümler kalbin durmasından ziyade, nefes alamama sonucu boğulma nedeniyle gerçekleşiyordu. Yani görünürde mahkumlar gayet acısız ölüyormuş gibi dururken, aslında çok yüksek miktarda acı ve dehşet yaşıyorlardı.

Bu araştırmalar sonucunda günümüzde hala idam için daha insancıl yöntemler aranıyor. Pek çok insan hakları kuruluşu direkt olarak idama karşıyken, idamı savunan kesimler ise en azından acısız bir ölüm yaşatılması konusunda hemfikir. Ne yazık ki geçmişte uygulanan yöntemler, günümüzdekilerden çok daha korkunç.

Geçmişte insanlar hayvanlarla birlikte büyük çuvallara konulup, boğularak öldürülürmüş. Bunun dışında akciğerleri sökerek idam edilen insanlar da bulunuyormuş. Farklı bir idam yöntemindeyse ise insanlar başlarıyla kol ve bacakları dışarıda kalacak şekilde iki kayık arasına konup, üzerlerine bal ve süt dökülmesiyle farelere yem olarak bırakılırmış. 14. yüzyılda ise idam mahkumları dişlerine kesici alet bağlanan fillerin önüne atılırmış.

İdam yöntemlerinin belki de en bilindiklerinden biri ise giyotin. 1789’da Fransa’da kullanımına başlanılan giyotin, o zamanlar baltayla kafa kesmeye ve iple asmaya kıyasla daha insancıl bir yöntem olarak önerilmişti. Ancak sonuçlara göre giyotinle öldürülen insanların bilinçleri yarım dakika kadar açık kalmaya devam ediyordu, bu nedenle sanıldığı kadar insancıl değildi. Günümüzde kafa kesme Suudi Arabistan’da hala resmi bir idam yöntemi olarak uygulansa da, iple asma daha yaygın durumda.

İple asmalı idam yönteminin de iki farklı metodu bulunuyor. Birincisi kısa düşme adlı yöntem; bunda ölümler boğulma nedenli olduğundan hayli acı verici. Diğeri ise uzun düşme, bunda boyun kemiği kırıldığı için bilinç aniden kaybediliyor, bu nedenle daha insanı olarak görülüyor. Ancak ideal bir mesafe ayarlamak mümkün değil, nitekim her insanın direnci farklı ölçütlerde. Dolayısıyla oluşabilecek acı verici durumları engellemek amacıyla ABD’de 1996’dan beri asılarak idam edilen kimse yok.

Bir başka yöntem ise kurşuna dizmek. Kuzey Kore’de kullanılan ve ABD’nin Utah eyaletinde yedek idam yöntemi olarak bulundurulan bu yöntemde ise gözleri bağlı halde sandalyeye bağlanan mahkuma, karşısındaki 5 görevli ateş ediyor. Fakat bu yöntemde de ölümler acı verici olduğundan, günümüzde yaygın olarak kullanılmıyor.

Elektrikli sandalye ise bir başka idam yöntemi. Kullanımına başlanıldığında son derece medeni ve bilimsel olduğu düşünülse de, bu yöntemin de ekstrem miktarda acı verici olduğu ortaya çıkarıldı. Buna rağmen 9 ABD eyaletinde, yedek yöntem olarak kullanılıyor.

Günümüzde en son ortaya atılan yöntem ise nitrojen hipoksisi. Bu yöntemde mahkumlara nitrojen veya helyum gibi bir gaz solutuluyor. Solunum başladıktan yarım dakika sonra nefes alma tamamen duruyor, oksijen eksikliği tespiti de vücut tarafından bu kadar hızlı yapılamadığı için acı hissi olmuyor. Bunun dışında mahkumlar boğulduklarını da hissetmiyorlar. Bu yöntem günümüzde üç ABD eyaletinde yedek idam yöntemi olarak kabul edilmiş durumda.

Yöntemin artı ve eksi yanlarına dair araştırmalar sürüyor; ancak şimdilik uzmanlara göre en insancıl ve acısız yöntem buymuş gibi duruyor. İnsan hakları kuruluşlarıysa en acısız idam yöntemini bulmaktansa, idamın komple kaldırılmasından yana.

kaynak: https://www.bbc.com/turkce/vert-fut-44473838