Sivas Katliamı Nasıl Başladı, Olaylar Nasıl Bu Raddeye Geldi? Sorumluları Kimler?

Madımak Olayı. 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Türkiye tarihinin en utanç verici olaylarından biri yaşandı. Radikal İslamcılar tarafından ”Şeriat İstiyoruz!” sloganları eşliğinde Madımak Oteli yakıldı. 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanı yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetti. Sizlere bu katliamın öncesinde yaşananları, dönemin bazı siyasi liderlerinin ve tanınmış isimlerin konu hakkında söyledikleri sözleri ve katliamda yaşanan olayların fotoğraflarını sunacağız.

Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ne katılmak için aydınlar, sanatçılar ve şairlerden oluşan bir grup, dört günlük şenlik programına katılmak için Sivas‘a gitti.Sivas Katliamı‘ndan önce şehirde bir bildiri dağıtılmıştı. Bildiride Aziz Nesin‘in o sırada başyazarı olduğu Aydınlık Gazetesi’nde yayımlanan Salman Rüşdi‘nin “Şeytan Ayetleri” kitabından bahsedilerek, Nesin hedef gösterilmişti.

Şenliğin onur konuğu olan Aziz Nesin, kitaplarını imzalıyordu. Bu sırada yanına bir haber ajansının muhabiri ile kameranı geldi. Soruları ile Aziz Nesin’i sıkıştırmaya başladı. Şeytan Ayetleri kitabı hakkında sorular soruyordu. Aziz Nesin‘in etrafı birden kalabalıklaştı. Toplanan kalabalığın içinden de Nesin’e tepki vardı.

Ortam gerilmeye başlamıştı. Aziz Nesin‘in korumaları olay daha da büyümesin diye ünlü yazarı Madımak Oteli‘ne götürdüler. Bir süre sonra Sivas sokaklarında sloganlar atılmaya başlanmıştı. Bir grup insan Aziz Nesin‘i ve Alevileri protesto etmeye başladı. ”İslama uzanan eller kırılsın, Şeytan Aziz” gibi sloganlar eşliğinde yürümeye başladılar. Fitil ateşlenmişti. Olayların büyüyeceği belliydi.

Kültür merkezinde Arif Sağ‘ın bir konseri olacaktı. 1500 kişi bu konseri dinlemek için salonda yerlerini almıştı. Birden kültür merkezinin önünde biriken kalabalık salona taş atmaya başladı. Kitap sergileri dağıtıldı, camlar kırıldı. Kalabalık dağıtılamıyor aksine çoğalıyordu. Artık sloganlar kendini aşmıştı. ”Kahrolsun Laiklik” sloganları eşliğinde çoğalan kalabalığın öfkesi artıyordu.

Dönemin Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu kalabalığa seslendi. Bu konuşma çok tartışıldı. Yazar Ali Balkız ve birçok kişi o günü anlatırken Karamollaoğlu’nun konuşmasına ”Müslüman kardeşlerim, gazanız mübarek olsun” diyerek başladığını ve bu sözlerin kalabalığı daha da ateşlediğini ifade etti fakat Karamollaoğlu bunu yalanladı.

Oteldekiler telaşlıydı. Telefonla birilerini arayıp yardım istiyorlardı. Öfkeli kalabalık artık oteli yakacaktı. Zaman daralıyordu. Tam ümitler tükendi derken asker olay yerine geldi. Herkes askerin olayları dağıtacağını düşünüyordu. ‘‘Asker Bosna’ya” ve ”Allah’sıza asker siper olamaz” sloganlarıyla karşılaştılar. Komutan askerleri bırakıp gitmişti. Son umut olan askerler de olayı önleyememiş ya da önlemesi istenmemişti. Beklenen oldu ve otel ateşe verildi. Militanlar oteldekileri canlı canlı yakmaya başladı.

Otelde kaçacak yeri olmayan insanlar çığlık atmaya ve yanmaya başlamıştı. İnsanların çığlıkları arttıkça yobazlar zafer kazanmışcasına seviniyordu.

Kaderlerine terk edilen aydınlar ve otelde bulunanlar başlarının çaresine bakmaya çalışıyordu. Diri diri yanmamak için çırpınıyorlardı. Daha sonra otelin bitişiğindeki binada bulunan apartman boşluğunu keşfettiler ve yanmamak için oraya doğru yöneldiler. Gözü dönmüş militanlar oradaydı ve buna izin vermedi. Sopalarla saldırdılar. Bu sırada Büyük Birlik Parti’sinin İl Başkanı otelde kalanlara yardım etti. Çıkmaya çalıştıkları yer Büyük Birlik Partisi’ne aitti. Buraya sığınanlar hayatlarını kurtabildi. Aziz Nesin hala kurtulamamıştı. İtfaiye ekibi Nesin’in bulunduğu yere merdiven ulaştırdı. Tam kurtulduğunu düşünen Nesin bir itfaiye görevlisi tarafından bileğinden tutulup kalabalığın içine fırlatıldı.

Yere düşen Nesin, üç itfaiye görevlisi tarafından yumruklanmaya başladı. Aziz Nesin linç ediliyordu, yumruklar durmuyordu. O sırada bir komiser geldi ve kalabalığın içinden Nesin‘i çekip kurtardı.

Madımak Oteli’nde çoğunluğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanının yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetti…

Dönemin Siyasileri ve Görevliler Bu Katliam İçin Neler Söyledi?

Demokrat Parti ve Adalet Partisi’nin siyasi mirasçısı olduğu kabul edilen Doğru Yol Parti’sinin lideri ve dönemin Başbakanı Tansu Çiller
skandal bir açıklamaya imza atarak, “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” demişti.

Dönemin İçişleri Bakanı DYP‘li Mehmet Gazioğlu da aynı zihniyeti sergileyerek, katliamdan dolayı Aziz Nesin’i suçlamıştı. Gazioğlu, “Aziz Nesin‘in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir.” demişti.

Dönemin Sivas Emniyet Müdürü Doğukan Öner, hakkında ise polise, katliamcılara “Müdahale etmeyin” emrini verdiği iddia edildi. 10 Temmuz 1993’te görevden alındı.

Süleyman Demirel,: Güvenlik güçlerini ve yetkililere yönelik ihmalkarlık eleştirilerine karşı “Halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiniz” diyerek ilgilileri uyardı. Yaşananları, ” Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş… Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır… Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır” demişti.

Ahmet Karabilgin, Sivas Valisi: 29 Şubat 1993’te göreve getirilen Karabilgin, Sivas olaylarının ardından 9 Temmuz 1993’te görevinden alındı. Karabilgin, “Birçok yerden yardım istedim. Yardım iş işten geçtikten sonra geldi. Taleplerimi dikkate almayanlara dokunulmadı” demişti.