Micheal Jackson’ı Beyazlatan Hastalık: Vitiligo

Pop’un Kralı Michael Jackson’ın ameliyatla ve ilaçlarla beyazladığı yalanı bir dönem hepimizin konuştuğu bir efsanedir. Dönemin iddialarına göre Michael Jackson siyahi olmaktan nefret etmektedir ve rengini değiştirmek için uğraşmaktadır. Bu iddialar bir dönem o kadar şiddetlenir ki siyahi ünlüler tarafından, renginden utandığı için, eleştiri yağmuruna tutulur. Belki de böyle düşünülmesinin sebebi geçirdiği estetik ameliyatlardır. Oysa Michael Jackson estetik ameliyat geçirdiği hiç saklamamıştır ve renk değiştirmek için herhangi bir çabası olmadığını da özellikle belirtmiştir.

Burnunu dört kez, dudaklarını, çenesini ve elmacık kemiklerini birer kez yaptırdığını MoonWalk kitabında kendisi de apaçık ifade ederken rengini değiştirmediğini de şu ifadeyle anlatır:

“Ben derimin rengini değiştirmedim, hastalığım nedeniyle derim beyazladı.”

Yıllarca hastalığının “kötü” görüntüsünü aşırı makyajla gizlemeye çalışan Michael Jackson kitabındaki açıklamalara rağmen bu konuda kimseyi kendisine inandıramamıştır. Ta ki 1993 yılında Oprah Winfrey’le yaptığı röportajda, halkın en çok sorduğu sorunun, “niçin beyazlaşmak için ameliyat olduğu ve siyah biri olmaktan neden utandığı?” sorusu olduğunu öğreninceye kadar. Bu konuda daha önce de açıklama yaptığını ifade eden Michael Jackson bacaklarındaki lekeleri göstererek tartışmalara en sonunda nokta koymayı başarmıştır.

Peki Michael Jackson’ın hastalığı ne zaman başlamıştı?

Michael Jackson’ın ifadesine göre hastalığı 1982 yılında çıkardığı Thriller albümünün çalışmalarından önce başlamıştır. Başlangıçta beyazlıklar az olduğu için siyah makyaj uygulayan Jackson 1987’den sonra beyaz alanların baskın olmasıyla beraber beyaz makyaj yapmaya başlamıştır. 1993 yılından sonra ise vücudunun görünen alanlarının çoğunun beyazlaması sebebiyle (burnunun ucundaki küçük siyah bölge hariç) makyaj yapmayı bırakmıştır.

Vitiligo tam olarak nedir? Bu hastalığa ne sebep olur?

Vitiligo basitçe, cildin farklı bölgelerinde beyazlıklar oluşturan bir bozukluktur. Ciltteki renk hücrelerinin yok olması sebebiyle bu beyazlıklar oluşur. Bu renk hücrelerinin adı melanosit’tir. Vitiligo ayrıca mukoza zarlarını (ağız ve burun içindeki doku gibi) ve gözü de etkileyebilir.

Vitiligo’nun otoimmün bir hastalık olduğu düşünülmektedir. Otoimmün hastalıklarda vücut kendi hücrelerine adeta bir yabancı hücreymiş gibi saldırır. Vitiligo’da da bahsi geçen melanosit hücrelerinin bağışıklık sistemi tarafından yok edildiği tezi savunulmaktadır. Bazı araştırmalara göre ise ağır güneş yanıkları ve stres de vitiligo’ya sebep olabilmektedir. Ancak bu tez kanıtlanamamıştır.

Vitiligo’nun etkilediği beyaz bölgedeki kıllar da rengini kaybeder. Beyaz alanların sınırlarındaki deri ise diğer yerlere göre daha koyu hale gelebilir. Etkilenen beyaz bölgeler genellikle güneş ışığına karşı aşırı duyarlı hale gelir. Genel kanı vitiligo hastalığına yakalanan kişilerin deri kanseri olma riskinin daha yüksek olduğudur.

Vitiligo en çok el, yüz, boyun ve ayaklarda kendini gösterir. Bilinen kalıcı bir tedavisi yoktur ancak hastalığı yavaşlatmayı ve durdurmayı hedefleyen uygulamalar mevcuttur.