Aynaların Çağlar Boyunca Süren Gizemi

Eski çağlardan beri aynaların özel güçleri olduğu düşünülmüştür. Ayna kırmanın kötü şans getirdiği batıl inancı da yine çok eskilere dayanır. Bu inanç, çağlar boyunca birçok kültürde çeşitli şekillerde gözlemlenmiştir. Aslında insanların kullandığı ilk aynaların kırılması mümkün değildi çünkü yeryüzündeki ilk ayna suydu. İnsanlar, göllerde ve nehirlerde kendilerine baktılar çünkü sudaki yansımalarına bakarak geleceklerini göreceklerine inanıyorlardı. Eğer su durgunsa ve yansıma net ise bunun iyi şeyler olacağına dair bir işaret olduğu düşünülürdü. Diğer yandan, eğer su dalgalıysa ve yansıma bozuksa bu da geleceğin kötü olacağına dair bir işaretti.

M.Ö. birinci yüzyılda Romalılarda su falı bakılırdı. İnsanlar bir kahine gidip geleceklerinin nasıl şekilleneceğini sorarlardı. Kahin, kişiye su dolu bir kase verip onun içine bakmasını söylerdi ve sonra kendisi sudaki yansımaya bakıp gelecekte neler olacağını anlatırdı. Eğer kişi su dolu kaseyi yere düşürürse bu çok kötüye işaretti; bir geleceğinin olmadığı anlamına gelirdi.

Eski insanlar, kişinin yansımasının aslında onun ruhu olduğuna inanırdı. Bu yüzden eğer ayna kırılır ya da su kasesi yere düşürülürse ruhun zarar göreceğine ve kişinin öleceğine inanılırdı. Birçok kültürde kişinin uzun süre aynaya yani kendi yansımasına bakmasının tehlikeli olduğu düşünülürdü. Bunun sebebi ise, yansımadaki ruhun kişinin canını alacağına dair olan batıl inançtı. Daha da ilginci, Güney Afrika’daki Basutoslar timsahların kişinin yansımasını suyun dibine çekerek öldürebileceğine inanıyorlardı.

M.Ö. altıncı yüzyılda Romalılar aynalar hakkındaki düşüncelerini biraz olsun değiştirdiler. İnsanın sağlığının ve kaderinin yedi yılda bir değiştiğine inanmaya başladılar. Böylece, eğer bir ayna kırarsanız bu eskisi kadar kötü değildi; yedi yıl boyunca kötü şans ve hastalık peşinizi bırakmayacaktı ama en azından ölmeyecektiniz.

Ancak Çinliler çok daha farklı düşünüyorlardı, doğru yere yerleştirilmiş bir aynanın insanları kötü ruhlardan koruduğuna inanıyorlardı. Çünkü inançlarına göre, kötü ruhlar aynada gördükleri kendi yansımalarından korkarlar ve insanları yalnız bırakırlardı. Bir Çin sözü der ki: “Kötü ruh kendisini fark ettiği anda kendisini yok eder. Bu nedenle Çinliler, kötü ruhları korkutmak için yatak odalarına pirinç aynalar koyarlar ve bu aynaların uyurken kendilerini kötü ruhlardan koruyacağına inanırlardı.