İbnü’l Arabi’nin tasavvuf alanındaki en önemli eseri olan Fusüs’ul Hikem bir rüyaya dayanır. Bu rüyada İbnü’l Arabi Hz. Peygamberin kendisine bir kitap verdiğini ve onu insanlara ulaştırmasını istediğini belirtir. İbnü’l Arabi de hiçbir yorum katmadan bu kitabı aktardığını söyler. İbnü’l  Arabi’nin Fusüs’ul Hikem adlı eserinin Şit Peygamber bölümünün son konusu olan son doğacak çocuk bölümü şöyledir.

İnsan türünden doğan son kişi Şit Peygamber fıtratı üzerindedir ve Şit’in sırlarının taşıyıcısıdır. Ondan sonra insan türünde doğacak kişi yoktur ve bundan dolayı o çocukların sonuncusudur. Onunla beraber kız kardeşi doğar. Ondan evvel çıkar ve kendisi başı onun iki ayağının yanında olduğu halde kız kardeşinden sonra doğar. Bu çocuk Çin’de doğar. Dili de doğduğu ülkenin dilidir.

Bu dönemde erkek ve kadında kısırlık yayılır. Gebelikle sonuçlanmayan cinsel birleşmeler artar. Bu son çocuk onları Allah’a davet eder. Ama kendisine karşılık verilmez. Allah onu ve devrinin müminlerinin canını aldığında ise geride kalanlar hayvanlar gibi kalır. Onlar ne helal bilir ne haram bilir. Akıldan ve şeriattan soyut salt şehvetle doğalarına göre davranırlar. Artık onların üzerine kıyamet kopar.